Nasıl bir gelecek

Ankara Barosu Kent ve Çevre Kurulu tarafından organize edilen ‘Hidroelektrik Santraller ve Nasıl Bir Gelecek’ başlıklı Panel ve Forum 22 Mayıs’ta Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Ankara’lıların yoğun ilgisi nedeniyle salonda izdiham yaşandı. Panele katılan konuşmacıların bölgelerindeki HES lere karşı çıkan sade vatandaşlardan oluşması ve yürekleri ile konuşması, biz katılımcılara konunun önemini ve acil örgütlenmemiz gerekliliğini bir kez daha hatırlattı.

Derelerin Kardeşliği Platform dönem Sözcüsü Ömer Şan konuşmasında “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Çamlıhemşin süreci ile başlayarak tüm bölgeye yayılan HES’lere karşı, yurt genelindeki vadilerimizde yaşanan katliamlara karşı geliştirilen mücadelelere destek olduklarını, Derelerin Kardeşliği Platformu olarak, HES projelerinin doğal yaşam alanlarımıza verdiği geri dönüşümsüz zararları kamuoyuna duyurmak için bölgelerinde verdikleri hukuksal ve demokratik mücadelelerini anlattı. Çalışmalar ile ilgili bir de sunum gerçekleştirdi. Doğanın yok edilişini yöre insanının çaresiz haykırışlarını, gözlerim dolu dolu öfke içinde izledim. Bu hukuksuzluğa bu talana tanık oldum. Gönlüm isterdi ki tanık olanların sayısı onlar değil binler olsun ki derelerimiz özgür akabilsin.

HES projelerinin artık sadece doğaya, çevreye ve doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar vermediğini, hukukun yanında kültürel alanlarımıza da, geri dönüşümü olmayan zararlar vermekte olduğunu yapılan uygulamalarla görüyoruz. Yok edilmeye çalışılan Alakır Vadisi, Loç Vadisi, Saklıkent Vadisi Hasankeyf ve Karadeniz ve Türkiye genelindeki derelerimiz yok edildikten sonra ağıt yakmak yerine, doğal çevrede insanca yaşam hakkı için, bitkinin böceğin hakkı için mücadele veren bir avuç insanın sesini duyalım duyuralım. Koltuklarını tapulu malları sanan tüm yöneticiler, siyasiler bu işleri yüklenen Müteahhit firmalar, kadınların, kuşların, bitkilerin, börtü böceğin sesini duyun doğa, ekelojik denge yok edilerek bir sürü yanlış yapıldı bu yanlışların cezasını hep birlikte çekiyoruz. Sizlerin çocuklarınıza bırakacağınız en büyük miras nefes alacakları temiz bir hava, kana kana içebilecekleri su, doğruları söyleyecek bir dil ve cesur bir yürektir. Vadi ve derelerimizi katleden vurgunculara ve hukuk tanımazlara, DUR diyen bir avuç cesur yüreğe destek olalım bir şeyler yapalım.

Panele konuşmacı olarak katılan konunun önemini ve acil alınması gereken önlemleri anlatan; Gümüşhane Çit Deresi Gümüştuğ Vadisi’nden Nizamettin Yılmazere, Antalya’daki HES Karşıtı Mücadelelerinden Hediye Gündüz ile Hikmet Yılmaza, Loç Vadisi Platformundan Zafer Keçin’e, Artvin Derelerindeki HES karşıtı çalışmalardan, Elektrik Mühendisi Hasan Sıtkı Özkazanç’a ve Saklıkent Koruma Platformu çalışmalarını anlatan Bora Sarıca’ya verdikleri mücadeleler için teşekkür ediyor ve yanlarında olduğumuzu bildiriyorum.

Deneyimler bölümünde, Finike Gökbük Köyü adına Okay Sütçüoğlu, Akseki Ürünlü Köyü adına Yaşar Erman, Kumluca-Alakır Vadisi adına Mehmet Başar, Manavgat Köprülü Kanyonundan Değirmenözü Köyü adına Ali Öztürk ile Çaltepe Köyü adına Tuğrul Nergiz bölgelerinde HES’ ile ilgili uygulamaları anlatırken, kendime sordum, NE YAPILIYOR ve NE YAPMALIYIZ?