Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Nasıl bir yönetim

Nasıl bir yönetim
 

Onurlu Çıkış


Avrupa kökenli batı tipi devlet yönetim biçimi üç ayak üzerine oturur. Yasama, Yürütme ve Yargı. Bu üç ayak arası ilişkilerin cevabını ise kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler birliği ilkeleri verir. Kuvvetler ayrılığında üç ayak birbirinden bağımsız ve ayrıdır. Kuvvetler birliğinde is bu üç ayak birbirine geçmiştir.


Ancak; halk tarafından seçilen ve Meclise bile hesap vermeyen tek kişinin yürütmeye hakim olduğu Başkanlık sistemi, uygulamaya geçen hemen her ülkede otoriter bir rejime dönüşmüştür.


Ülkemizde ÖZAL ile başlayan Başkanlık Sistemi tartışması günümüze kadar taşınmıştır. Başbakan referandum sonuçlarının açıklandığı gece, yeni anayasa çalışmaları için “Hazırlığını yap Burhan Bey” diye talimat verdiği TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan KUZU; “Cumhurbaşkanını halk seçeceği için yakında parlementer sistem zora girecektir.” diye açıklama yaptı. Böylece ülkemizde “Başkanlık Sistemi” için zemin yoklanmaya başlanılmıştır. Bazı siyaset bilimciler tarafından Parlementer sistemlerin önünü açmak amacı ile başvurulan Başkanlık Sisteminin demokrasinin pratikte işletmede ve devam ettirmekte zorluklar yaşandığını ifade edilmektedir.. Başkanlık Sisteminin de otoriter sistemlere dönüşme ihtimaline karşı önerilen Yarı Başkanlık Sisteminin en önemli farkının Devlet Başkanını halkın seçmesi özelliğidir.


1924 Anayasasında Cumhurbaşkanı sembolikti ve tam bir parlementer yapı vardı. 1961 Anayasasında yürütmenin ve Devlet Başkanlığının güçlendirildiği bir yapı benimsendi. 1982 Anayasasında ise Cumhurbaşkanlığı iyice güçlendirilmiş, yarı Başkanlık sisteminin devlet Başkanının sadece halk tarafından seçilmesi ilkesi eksiktir.
Bugün Partlementer sistemi verimsiz hale getiren şey Sistem sorunu değil, “Parti Disiplini” altında uygulanan Lider SULTASI’dır. Siyasi gelecekleri, liderin iki dudağı arasında sıkışan Milletvekilleri, Meclise bu iki dudak arasında giriyorsa yasamanın ve dolayısı ile yürütmenin tek adam hakimiyetinde kalması kaçınılmazdır.


Burhan Beyin parlementer sistem için endişe duyması boşunadır. Eğer meclisin yasama görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi isteniyorsa öncelikle parti tüzüklerinin gerçekten demokratik hale gelmesini sağlayacak bir siyasi partiler kanununa şiddetle ihtiyaç vardır. Sonra, halkın demokratik tercihlerinin adil bir şekilde TBMM’ne yansıtacak seçim sistemi yeniden düzenlenmelidir. Seçim barajı indirilmeli, seçim çevrelerinin nüfus ile orantılı hale getirilmelidir. Ayrıca yürütmenin TBMM’nin denetim görevini engelleyecek tarzda hareket etmesine izin veren TBMM tüzüğünün elden geçmesi gerekir. Yargı mı ne olacak? Ülkemizin ve ilçemizin insanının yoğun katkısı ile Anayasa maddelerinin kabulü ile yargı çok daha bağımsızlaşacakmış.


Ayrıca, Milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılması da işin tuzu biberi olacaktır.


Başkanlık Sistemi dışında benim önerimi merak ediyorsanız eğer; Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulan, Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışını istiyorum. Kuvvetler ayrılığı esasını, Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemelerin yapması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, cumhurbaşkanı sıfatını almış, Cumhurbaşkanının devletin başı ve başkomutanı olduğu, Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil ettiği ve ayrıştırmadığı, Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını sağladığı bir yönetim istiyorum.


23 Nisan 1920’de Yasama organı olarak kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekillerinin, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmesini ve kanunları sağlıklı bir şekilde belirlemesini istiyorum.
Halkın, 550 milletvekilini rasyonel bir akılla seçmesini istiyorum..
Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan Başbakanın, Bakanlar Kurulu'na başkanlık ederken, hükümeti ve icraatlarını yönetirken, ülke çıkarlarını önde tutan, ülkesinin insanının refahını düşünen, Türkiye Cumhuriyeti'nin Tüm değerlerine saygılı olmasını istiyorum. Çok mu şey istiyorum acaba.?


Cumhuriyet; Küçük bir Tekne Reisinin oğlundan Başbakan, bir şoför oğlundan Vekil yapan ve ülkemiz insanının dokusunu en uygun Yönetim biçimidir. Ne demişti Ulusal Önderimiz? “Benim iki büyük eserim vardır, Birisi ülkenin kuruluş felsefesini oluşturan malum parti evet diğerini biliyor muyuz, yoksa unuttuk mu? CUMHURİYET. Hatırlayalım... Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, ülkemize, yaşamımıza sahip çıkmalıyız. Geleceğimiz buna göre şekillenecek, unutmayalım...


Ben bir kez daha, yakın bir gelecekte 87.Kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız bu günlerde, Cumhuriyetin kurulduğu gündeki vekillerin samimi, onurlu, sevinçli “Yaşasın Cumhuriyet” coşkulu, heyecanlı nidalarına aynı Övünç, Çalışkanlık ve Güvenle katılıyorum.
“YAŞASIN CUMHURİYET”
Siz de bu coşkulu nidaya aynı heyecanla katılırmısınız lütfen, Sayın İKİZDERELİLER!...
Nizamettin BİBER


Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..