Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '10

 
Kategori
Blog
 

Nasıl güvenilir üye oldum?

Nasıl güvenilir üye oldum?
 

Milliyet Blog yazarı olma kararını kolay vermedim.

Acaba devamlılığım olacak mıydı?

Sistem, imla kurallarına uymamı ve başı sonu belli yazmamı istiyordu.

Aşağıdaki ilk yazımla MB yazarı oldum. Üçüncü yazımdan sonra "Güvenilir Üye" teklifi geldi.

Önce düşündüm... ama sonra kabul ettim.

Güvenilir üye olmamın sorumluluğunu hep taşıdım. Kimseyi şikayet etmedim.

Halen bile editöryaya nasıl ulaşacağımı bilmem.

Diyarbakırlı bir kardeşim sağolsun, antolojiye girmiş bir hikayesini olumsuz eleştirdiğim için şikayet ederek yayından kaldırttı..

Yani, yazdığımın hemen yayına alınması haricinde başka bir ayrıcalığım yok.

Editörler, icabında benim kulağımı da çekiyor.

***

MB'da ilk yazım:

Bende çok pis bir hastalık vardır: Alışkanlık hastalığı. Hep aynı yollardan geçerim, her gittiğim yerde hep aynı masanın aynı kenarına çökerim. Hep aynı arkadaşlarımı severim. Alıştığım şeyleri iyi de olsa, kötü de olsa severim işte!... Karımı severim, çocuklarımı severim, sekiz sene evvel ölmüş olan babamı hala deli gibi severim... Sevdiğimi devamlı severim, sevmediğimi de severim, ama ömür boyu yüzünü hiç görmesem çok iyi olur! Bu canlı cansız bütün varlıklar için geçerlidir. Ben her şeyi severim! İçki ve sigarayı da severim. Onlar bünyeme hainlik etse de, ben onlara ihanet etmemek için aptalca direnirim. Lakin, karaciğerimle anlaşamadıkları için alkolü bırakmak zorunda kaldım. Yıllar önce yerde bulduğum kızıl bir taşı hala atölyemin yazıhanesinde muhafaza ederim. Ben o taşı da severim... Bir gün çalışanlardan biri temizlik yaparken onu çöp diye atarsa çok üzülürüm. Alışkanlık fenadır birader!..

* * * * * *

Geçenlerde hayatımda bazı değişiklikler yapmaya karar verdim. Önce masada oturduğum yerden kalkıp, tam karşıdaki sandalyeye geçtim. Karşımdaki duvar manzarası, aynı duvar manzarasıydı ama alışamadım, kalktım yine eski yerime oturdum. Oh be! Düşündüm... Başka bir kente gideyim dedim... Açtım havayollarına telefon, en uzak yere ilk uçağı sordum. Kız şaşırdı, siz söyleyin beyefendi dedi... Urfa dedim uymadı, Diyarbakır dedim uymadı. Adana dedim uydu. Rezervasyonumu yaptırıp uçtum Adana'ya... Gezdim biraz, sarmadı. Hatta nehir kenarına gidip rakı-balık (Daha bırakmamıştım) yaptım yine de sarmadı. İlk uçakla İstanbul'a geri döndüm. Alışkanlık fenadır bacı!

* * * * * *

Aslında hiç alışkın değilim, daha önce yazı da yazmamıştım. Kim bilir... Belki de bu yazıyı ben yazmadım!

 
Toplam blog
: 288
: 1185
Kayıt tarihi
: 18.01.07
 
 

Kendi halinde yazar, çizer, çapraz bulmaca çözerim. İki yüzyıl, bir binyıl gördüm. En sevdiğim hoca ..