Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Nasıl mutlu olunur?

Nasıl mutlu olunur?
 

Bu sorunun cevabını verecek sihirli bir formülüm yok baştan söyleyeyim. Ancak okuduğum, hatta cok önyargılı yaklaştığım bir kitap beni oldukça şaşırtmıştı . Sonja Lyubomirsky isimli yazarın Nasıl Mutlu Olunur? kitabındaki fark bilimsel araştırmalara dayanıyor olması. Kitapta ilgimi ceken birkaç noktadan bahsetmek istiyorum:


1- Eger yaşamınızda daha mutlu olmaya karar verdiyseniz ve bunun çaba ,kararlılık ve disiplin gerektiren zor bir karar olduğunu anlarsanız mutluluğunuzu arttırabilirsiniz.
3- Mutluluğa giden yol tek değildir. Her birimiz kendimize uygun stratejiyi belirlemeliyiz. Hepimiz kendi tarzımızda bir mutlu olma potansiyeline sahibiz.
4 -Mutluluk kapımızı calacak yada arayarak bulunacak birsey degil kendimizin insa edecegi bir durum
5- Mutluluk daha zengin olmak, daha güzel olmak yada basarılı olmakla gelmez. Yada bunlar gecici bir süre mutlu eder, etkileri uzun vadeli değildir.
6- Sizi neyin mutlu ettigini biliyor musunuz? Mutluluğu yanlış yerde arıyor olabilir misiniz?

Mutluluk sebeplerinin arastırılmasiyla çıkan sonuç şaşırtıcı . Mutluluk düzeyimizin %50 sini belirleyen faktör kalıtımsal olması. Bazılarının yaradılıştan zayıf olmasi gibi, bazıları formda kalmak icin büyük çaba harcarlar. Mutluluk da böyle. Genetik olarak belirlenmiş bir karakterimiz var. Çevremizde yaşam şartları cok iyi olmasa da her zaman mutlu pek çok insan var. Çocuklarımızdan biri bebekliğinden beri cok mutluyken diğeri aynı şartları sağladığimız halde yapısal olarak cok memnuniyetsiz olabiliyor. İki insan aynı çevresel şartlara sahip olsa bile eşit derecede mutlu olamiyor. Bizim mutluluğumuzu sağlayacak sandığımız çevresel şartlar, eş, iş, para gibi faktörlerin etkisi mutluluğumuzu %10 etkiliyor. Güzel bir araba almak yada terfi etmek bir yada iki yıl mutluluğumuzu arttırabiliyor. Neyseki %40 lik kısım çaba ile elde edilebiliyor.

Mutluluk bir secimdir. Dalai Lamanin da dedigi gibi mutluluk mutsuzlugun gitmesine izin vermektir. Ufak seylere fazla abartılı tepkiler vermek yada geçici hazlar peşinde koşmak kalıcı mutluluğu kaçirmamıza sebep olabilir. Bunlarla uğrasırken esas önemli şeylere kayıtsız kalabiliyoruz.

" Kendini kötü hissetmeye takilmak" herseyi birkaç kelimeyle özetliyor aslında. yazdıklarımı okurken "kolaysa yap " diyen pek çok dostumuz olacaktır. Gerçekten kolay değil. Duygusal disiplin gerektiriyor. Ve hergün pek çok bunaltıcı ufak sorun biraraya geldiğinde iyi hissetmek hiç kolay değil. Ancak bir sene sonra bugun yasadiğimiz bunaltıcı olayların birçoğunu hatırlamayacağız bile. Bu kadar önemsizler aslında. Yaşarken hiç öyle görünmeseler de.

Insanın kendini kontrol etmesi yani kendine biraz cekidüzen vermesi icin sanirim bir farkindalik gerekiyor. " DUR VE DÜŞÜN" çok sevdigim bir söz. İnanılmaz bir telaşla çılgınca başı kesik tavuk gibi kendimizi oradan oraya koşarken durdurmak çok kolay degil. Hepimizin yapması gereken pek cok iş var. Bu karmaşada biraz dur ve düşün. Herşey daha kolaylaşacak. Çünkü farkedeceksin. Farketmektir en güzel baslangıç. Neyi arıyorsan dikkatini neye yöneltiyorsan onları görmeye başlarsin bir süre sonra. Sadece yola çık biraz bakınmaya başla. İnanılmaz şekilde aradığın ilgilendigin neyse sana gelmeye başlayacak. Çünkü aramaya başladin, seçici dikkat dedikleri bu. Belki de hep oradaydı ama sen bakmadığın için görmüyordun.

BASİT BİR BAŞLANGIÇ YAPALIM. YARIN İYİ HİSSETMEYE KARAR VERELİM. ŞİMDİDEN GÜNAYDIN, GÜNÜNÜZ AYDIN OLSUN. KARARINIZ HAYIRLI OLSUN...

 
Toplam blog
: 20
: 1237
Kayıt tarihi
: 16.08.13
 
 

Tugba ve Fulya, biz iki kız kardeşiz. Birbirimizden beş dakika arayla dünyaya gelmişiz. Bir emekl..