Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Nasıl öğrendin unutmayı?

Nasıl öğrendin unutmayı?
 

Bu sabah radyoda Kolpa’nın “Nasıl Öğrendin Unutmayı?” diye yana yakıla soruşunu duyunca, bir de üstüne “birikti her acı içimde kendime yer kalmadı” deyince, hem unutmak hem de kendimize yer açmak için bir yazı yazmak istedim.

Yeni nesil cep telefonlarıyla fotoğraf çektiğinizi ya da bilgisayarınıza fotoğraf yüklediğinizi düşünelim. Resmi daha iyi görebilmek için büyütmeyi, resmi beğenmek ve kendimizi daha iyi hissedebilmek için düzenleyi tıklayıp parlaklaştırmayı hepimiz çok defa gerçekleştirmişizdir. Bütün bu işlemlerin sonunda amaç resme bakıp duyguyu yoğunlaştırmak ve kendimizi iyi hissetmek değil midir? Evet, öyledir.

Öğrenmenin 5 yaşında son bulduğunu söyleyenler var. Oysa bir fobiniz varsa sizi tebrik ederim. Çok hızlı öğreniyorusunuz demektir. Beyin, sanıldığının aksine çok hızlı öğrenir. Düşünün ki bir kişi trafik kazası geçirerek yıllarca sürecek bir araba fobisi edinebiliyor.

Gelelim konumuza; Nasıl Öğrendin Unutmayı? Şimdi gözlerinizi kapayın ve mutlu olduğunuz bir anınızı düşünün, sanki o “an” bir fotoğrafla ölümsüzleştirilmiş ve siz o fotoğrafa bakıyorsunuz. O resme bakarken resmi iyice parlaklaştırın tıpkı telefon ya da bilgisayarınızdaki gibi. Şimdi de büyütün ve duygularınızın değişip değişmediğine dikkat edin. Şimdi aynı resmi soldurun ve neredeyse vesikalık resim boyutunda olacak şekilde küçültün. Duygularınızın değişip değişmediğine dikkat edin.

Hemen hemen herkesin zihnindeki resim parlaklaşıp büyüdüğünde duygu yoğunluğu artar, parlaklık azalıp görüntü küçüldüğünde duygu yoğunluğu azalır.

İnsanların duygu yoğunluğunu arttırmak ya da azaltmak için, zihindeki bir resmin parlaklığını kasten arttırmak ya da azaltmak kimin aklına gelirdi ki?

Bizi en çok şaşırtan şey ise, insanların kötü anılarını büyük, parlak, panaromik ve 3 boyutlu resimler halinde zihinlerinde canlandırıp sonra da “Nasıl unutacağım?” diye sormaları; mutlu anıları ise neredeyse küçük, soluk resimler halinde hatırlamalarıdır.

Bu tekniği şimdi de kötü bir anınızla deneyin. O anıyı gözünüzde bir resim olarak tasavvur edin. Ve resmi soldurup küçültün sonra da dokunmatik ekran misali dokunup ekranı uzağa itin. Eğer kötü bir anınızı yeteri kadar soldurabilirseniz, ondan sonsuza dek kurtulursunuz ve o sizi bir daha rahatsız edemez. “Nasıl öğrendin unutmayı?” sorusunun yanıtını bulur, birikmiş anıları temizler ve kendinize yer açarsınız. Bunu bir NLP Eğitimine katılarak yapabileceğiniz gibi, evde kendi kendinize de kolaylıkla uygulayabilirsiniz.

İyi anıların daima sizinle olması dileğiyle…

Sevgiyle kalın.

NLP Uzmanı İnci AKTAŞ  

 

 
Toplam blog
: 76
: 1085
Kayıt tarihi
: 28.11.10
 
 

İnci AKTAŞ 1984 yılında Bursa'da doğdu. Uludağ Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. İstanb..