Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '08

 
Kategori
Deneme
 

Nasıl olur da...

Nasıl olur da...
 

Anlatmadığın bu kadar ayrıntı varken
Seni, bu kadar iyi tanıyabilirim...

Ve
nefessiz kalışlarında, avuçlarımda sakladığım yağmur tanelerini, paylaşırım seninle.

Kilometrelere inat yanımdaymışsın gibi sarılıp sana
kadın tenini
nasıl olurda bu kadar düş ve gerçek olarak hissedebilirim

Ve
Buna rağmen, nasıl olurda dur dediğinde çocuk kokusunu hissederek yanında sarılıp sana uyuyabilirim...
Kadehi kaydırırken silmeye çalıştığın her acının derinliğini, aynaya baktığımda nasıl olabilirde görebilirim…

Bazen tahammül edemez, konuşmak dahi istemezken, seninle
Sessizliği nasıl olurda, seni seviyorum diyen bir kelimeyle bozarız...

Tarafsızlığını koruyan Tanrı'ya
kaprislerimiz
yalvarışlarımız
yastık altı gözyaşlarımız

Nasıl olurda benzerlik gösterir

Şeytanın mizah yeteneğine nasıl olurda aynı anda güler aynı anda başka hayatları esir edebiliriz, anlık tutkularımız için...

Herkesin hikâyesinde bir parça olmayı başaran, bir bedenin varlığı olurken neden kimse bizim hikâyemizin bir ayrıntısı olmayı asla başaramaz...

Ve
yalnızlıkla
yüzleşmenin sabahlamalarında
nasıl olurda
aynı küfürleri savururuz...

Acımı hissetmene izin vermezken, acını hissetmeyi reddederken, sadece sesinin tonundan, yazdığın bir kaç sade satırdan nasıl olurda aynı hikâyenin imla hatalarına sahip olabiliriz...

Farklı yazarlar değil midir
hayatlarımızı kaleme alan…

Ve
sen
kadın değil misin
benim erkek egomun karşısında duran...

Aşka kimlik yakıştırmayıp sıradan sevişmelere güldüğümüz, evrimini tamamlayan insanların adam ve kadın olma serüvenlerinde nasıl olurda kimliksiz dokunabilirsin bana… Ben kimliksizliğinle kabullenirim seni… Hayatı anlatmak isterken okuduğum kitaplarda nasıl olurda susturursun beni...

Sadece ruhumun sesini duymak için...

Nasıl olurda
sıyrılırsın
insan kokan
her ayrıntıdan

Nasıl izin verirsin
Ben nasıl dokunabilirim ruhuna yanında olmadan...

Nasıl sevebilirim ki seni bu kadar, ölüme alışmadan...

Başka bedenlerde kayboluşlarıma
gülümseyip
esaretimde
ben yalan yeminler savururken aşklara karşı
Nasıl bir kendine güvendir ki bu

''Zamanın içersinde kaybolana kadar seviş gerçek olan aynadaki yansıman ve orda benimsin '' dersin...

Aynı filmi seyretmek
farklı sinemada...
Aynı tiyatral yeteneğe hayran kalmak
farklı sahnelerde…
Tesadüf diye adlandırılabilir…

Hatta; dev bir okyanusta avlanmaya çıktığın vakit oltana takılan balığın, özgürlüğüne kıyamayıp serbest bırakmışlığın ve benim aynı balığı farklı bir kıtada yakalamışlığım bile milyonda bir tesadüfle adlandırılabilir...
Ama aynı hayatı yaşamak...

Biz bir aynanın iki yansımasıyız belki...

Sen kadın
ben erkek...
Geriye kalan
herşey
aynı...
Adım yok bende
soran olursa
o kadını tanıyorum diyorum...

TuNç

 
Toplam blog
: 151
: 911
Kayıt tarihi
: 16.02.08
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk öğretim, üniversite, askerlik ve evlilik hazırlıkları sıralamasında stan..