Nasıl şair oldum!

Şiir yazmaya 2007 yılının Ocak ayının karlı bir Cumartesi günü başladım!

Sulu kar yağıyordu!

Perdeyi açtım; sulu karın lapa lapa yağışını seyre daldım! Nefesimden camın buğulandığını fark edememiştim! Kendimi

bulutların içinde zannediyordum! Neden sonra uyandım! (neden uyandım bilmem!) Sol işaret parmağımla buğulu cama "

Ahmet seviyor!" yazdım!

Şairliğim böyle başladı!

Şiirlerimde "pastoral" ögeler kullanmaya özen gösteririm! Bence herkes biraz pastoral olabilmeli!

Pastoral şiir dediğimiz şey; şiirin yazılırken önce ısıtılması sonra aniden soğutulması işidir! Ya da tersi! (anlamayan için

tersini de yazayım!) Soğutulmuş şiirin aniden ısıtılması!

Dört yüze yakın hit olmuş şiirim var! (Sabiha Hanım boşuna konferanslar veriyor!)

Çağdaş Orhan Veli diyenler oluyor benim için! Fakat kendi ismimle anılmak istiyorum! ( arada R yok!)

Şiirin yaşı yoktur dostlarım! Herkes bir gün şair olabilir! Yani şair olamadım diye kimse üzülüp kahretmesin!

İnanmazsınız, ben aşık olup şiirler yazmayayım diye görücü usülü ile evlenmiş adamımdır! Elli yaşına kadar bir tane şiirim

olmadığı gibi, yemin ederim ki bir şairi bile okumadım, tanımadım!

Ama ne oldum dememeli, ne olacağım demeli demiş Atalarım!

Sonunda şair olduk!