Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Nasıl ulaşılır bu mutluluğa?

Nasıl ulaşılır bu mutluluğa?
 

Mutlu olamayan insanoğlu sıkıntılıdır. Hep sıkıntılı her zaman sıkıntılı.

Gayet haklıdırda aslında. Problemler, aksaklıklar ve onlara benzer her bişey, mıknatıs gibi çember tutmuştur etrafında.

Aslında o insanoğlu için tekbir amaç vardır, uğruna ölünebilecek hatta tüm uğurların yolunda harcanabileceği 'mutluluk'.

Peki nedir bu mutluluk? Bu kadar zor mu ona ulaşmak? Bu kadar engebeli mi gidilecek yollar, mutluluğa?

Daha da derine inelim mutluluk; insanın her daim gülmesi ve statüsünün mükemmel olması mıdır? Tabi ki hayır.

Mutluluk kavramı, 21 yy. da öyle anlamlar katmıştır ki lugatına, o kadar zorlaştırmıştır ki kendine ulaşılmaya, insanoğlu ona ulaşmak için ömrünün neredeyse tamamını harcamıştır uğruna.

Geçenlerde yaşadığım yerde daha önce gördüğüm ama hiç gitmediğim bir mekana yemek yemeye gittim. Bir tesadüf sonucu orada isminin Ali, kütüğün Trabzon/Arsin olduğunu öğrendiğim,  amca yaşında bir abiyle tanıştım. Başlangıçta onun, o mekanın sahibi olduğunu zannettim. Bulunduğu yerin kendisinin olduğu zannettiren, bir görünüşü vardı. Biraz konuştuk: Bana 'Bu sektöre 17 yılımı verdim.' dedi. Tam 17 yıl! O kadar mutlu ve vakur duruyordu ki durup kendime baktım bi an. Allah ömür verir ise daha ömrümün 3 te 1 inde sayılırdım. (Ortalama yaşam süresine göre). Ne mutlu görünüyordum nede tamamen gurur dolu bakıyordu gözlerim. Sonra dedim ki neden bu kadar mutlu bu insan? Biraz inceleme fırsatım oldu. Ali abi oranın sahibi değildi belki ama gençliğinin tamamını verdiği bir sektör de çalışıyordu. O işi o kadar iyi biliyordu ki ve o işten aldığı haz o kadar fazlaydı ki.

Aslında tam da odaklanmam gereken nokta bu diye düşündüm o an, 'İstediğim şeyi yapmak' dedim.  Allaha şükür her şeyim tam, bir kusurum yok ama mutlu edecek faktörlerinde çok uzağındayım dedim kendimce. Çünkü mutlu olduğum işlerle çokta uğraşmadığımı farkettim. Zaman ayırdığımın şeylerin boş şeylerden ibaret olduğunu...  

Puzzle parçaları gibidir ya hayatımız, ne bir yanlışa nede bir eksiğe tahammülü yoktur ya hani. Eksik bir puzzle ne kadar pahalı olursa olsun kağıdı ne kadar iyi olursa olsun beş para etmez, eksiktir çünkü. Aynı şekilde insanoğlu; ister çok güzel, ister çok zengin, ister çok popüler kim olduğunun statünün ne olduğu ve nasıl bir kişilikte olduğunun hiç bir önemi yoktur, tek odak noktası an içinde mutlu olduğun şeyi yapmaktır.

Biraz net düşünecek olursak; mutluluğa ulaşmak için engebeli yolların aşmanın ilk adımıdır aslında. 'Mutlu olmaya çalışmak için mutlu olduğumuz şeylerle uğraşmak.' Tabi buna uğraştığımız işten zevk almak ve azimli bir şekilde sıkı sıkıya sarılmakta, mutlu olmak yolunda olmazsa olmazlardır. Bu iki temanın olmaması demek mutluluğun anlıktan öteye geçememesi demektir.

Kısacası; taşıma suyu ile değirmen dönmeyeceğini anladığımız an yani boş işlerin, boş 'kişilerin' bizi bir yere getiremeyeceğini anladığımız ve 'u' dönüşünü çektiğimiz zaman, mutluluk için en büyük adımı attığımız zaman olucakdır. Mutlu insan mutlu olduğu şeylerle uğraşır bu o na belli bi zaman sonra profesyonellik katar, (işin ve konusu ne olursa olsun) ve profesyonelliğin verdiği duygu ardından vakuru da getirir, pek tabiki.

Mutlu ve Vakurlu(Onurlu) Günler.

Rıdvan Yağız

rdoygz@gmail.com

 
Toplam blog
: 19
: 401
Kayıt tarihi
: 23.02.14
 
 

Yaşadıkça öğrenildiğine inanan öğrenecesi bir insandır. Kendini herhangi bir yere ait hissetmez a..