Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Nasıl unutabilirim ki?

Nasıl unutabilirim ki?
 

KIRILMIŞ BİR KALP


Seni ilk defa sıcak bir yaz akşamında görmüştüm… Belli ki çok uzaktan geliyordun… Hatta o kadar yorgundun ki banklardan birinde uzanayım derken uyuya kalmışsın… Lakin doğanın cömert eli senin üzerindeydi. Yel, bereketin simgesi buğdaysı ipek saçlarını hafif hafif okşuyordu, güzellik tanrıçası Afrodit’i kıskandıracak kadar güzel maviş gözlerini de deniz tanrısı poseidon koruyordu, ipeksi tenini de Dıcentra Formosa(ağlayan kalp)çiçekleri sarmalamıştı. Ben ise kuğular gibi uyuyan prensesin uyanmasını bekliyordum. Ve sonunda uyuyan güzelin uyanmasıyla birbirini bekleyen meftun âşıklar gibi şu sihirli sözcükler ağzımızdan çıktı:

-selam sana ey muhacir kızı

-selam sana beni ellerde bırakıp giden Ensari

-selam sana Rahman’ın kızı

-selam sana sohbet-i cananım, selam olsun cananım ve canım

Alaattin’in sihirli lambasından çıkan bu sihirli sözcüklerle artık Kudüs kadar değerli olan gizemli bu şehre, şehrin vitrin camekânlarına gülümseye gülümseye girmeye başladık; artık şehrin bütün caddeleri, yolları ve sokakları, restaurantları, parkları bizimdi. Baktığım her yerde seni görüyordum. Şehrin caddeleri senle başlıyor sen ile bitiyordu,

Yollar sende başlıyor ve sende bitiyordu, sokaklar sende başlıyor ve sende bitiyordu.

Caddeler, sokaklar, yollar, restaurantlar, barlar ve taş binalar ve dahası… Hep senle başlamış ve senle bitmişti. Sen gittin gideli ise bu şehir de yıkılan yüreğim gibi harabeye döndü. Bağdat’ta olduğu gibi yollara mayınlar döşeniyor, sokak ve caddelere barikatlar kurulup insanlar ölüyordu, masum çocukları ise kötü huylu askerler öldürüyordu hiçbir sorgu sual sormadan. O an anladım ki senle var olan bu şehir ve ben sensiz bir “hiç”mişiz… Şimdi ise bana seni unutmamı söylüyorlar sen söyle ben seni nasıl unutabilirim ki!

Sen güneş iken ben içinde yanan alevdim. Kordum yanardım cayır cayır… Sen semadaki bulut iken ben senin içinde toprağa hasret ağlayan bir damlaydım… Sen rüzgâr iken ben senin beni nereye sürüklendiğini bilmeyen bir gemici tayfasıydım… Kısacası sen varken ben sen ile varoluyordum, hatta evren bile sen ile var oluyordu

Artık… Şimdi bana seni unutmamı söylüyorlar… Sen söyle seni nasıl unutabilirim ki!

Sen çorak topraklarımda yetişen tek bir güldün. İnci tanesi kadar zarif, incinecek kadar kırılgan, küsebilecek kadar sempatiktin… Gün üzerimize doğarken bile incineceksin diye ipek kumaş tülbentleri bile üzerine atmazdın üzerine şimdi ise İpeksi teninin üzerine beyaz gelinlik giydirmişler sen istemeden. şehir ve ben ise hiçliğin getirdiği huzursuzlukla sensiz varolmaya çalışıyorduk .lakin başaramıyorduk çünkü;

Yürüdüğüm her sokakta…

Sokaktaki her caddede…

Caddedeki her taş binada…

Taş binalardaki her insanda…

Hatta kaldırımda bile seni görüyorum… Şimdi bana seni unutmamı söylüyorlar, sen söyle ben seni nasıl unutabilirim ki!

Dinlediğim her şarkıda

Şarkıdaki her mısrada.

Her mısradaki her notada

Hatta nakaratlarda bile onu görüyorum… Şimdi bana seni unutmamı söylüyorlar.Sen söyle ben seni nasıl unutabilirim ki!

Yazdığım her şiirde

Şiirdeki her kıtada

Kıtadaki her mısrada

Hatta şiir yazdığım kâğıtta bile hep onu görüyorum…

Şimdi bana seni unutmamı söylüyorlar, söyle şimdi ben seni nasıl unutabilirim ki!

Artık kelimelerin yetmediği ve kelimelerin bizim aşkımızda kifayetsiz kaldığı bu şiiri şu sözcüklerle bitirmek istiyorum:

Gece gündüze hasret gündüz de geceye hasret, toprak sevdalısı ve sohbet-i cananı olan suya hasret, su ise vatanı olan toprağa hasret; yaz, kışın açan kardelen çiçeklerin açmasına hasret. Kış ise menekşelere, güllere, sümbüllere, bülbüllere hasret…

Yaşam ölmeye hasret, ölüm ise yaşamaya hasret…

Ben ise ölüm ötesindeki sana hasretim… Sen bendeki sıla iken ben sendeki gurbetindim… İnan muhacir kızı bu sıla özlemim hiç mi hiç bitmeyecek… Çünkü ben senle var oluyorum. Hatta evren bile senle var oluyor artık… Şimdi bana seni unutmamı söylüyorlar …Lâkin ben seni unutmadım .Şimdi sen söyle muhacir kızı seni nasıl unutabilirim ki!


 
Toplam blog
: 9
: 513
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Pamukkale Üniversitesinde felsefe üzerine Yüksek Lisans eğitimi almaktayım. Artık felsefe, edebiy..