NATO’dan bir tokat daha yedik…

Son on yıldır yediğimiz tokatlardan artık yüzümüz hissetmez oldu. Bunlardan birkaç tanesini anımsatmadan önce NATO nun bizim isteğimizle olan toplantısından ve kararlarından söz edelim.

NATO üyesi 28 ülkenin büyükelçileri Türkiye’nin talebiyle toplandı. Toplantı 4. maddeden yapıldı. Türkiye, düşürülen uçak ile ilgili NATO’nun 4. Maddesi gereği toplantı istedi.. Ne diyor bu madde:

“Üye ülkelerden herhangi biri, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaktır”.

Yani Türkiye 60 yıldır üyesi olduğu bir kuruluştan danışma dışında bir yardım talep dahi edememiştir. Toplantı sonunda Rasmussen "NATO bu şiddete karşı ne gibi adımlar atacak?" sorusuna ise şöyle cevap verdi.

"Bahsettiğim gibi en net beklentim şu, şu anda böyle bir gerginlik tırmanmaya devam etmeyecek. Rasmussen konuşmasına şöyle devam etti: "Daimi temsilciler bizi bilgilendirdiler. Bu olayla ilgili detayları aktardılar. Buna dayanarak NATO müttefikleri kabul edilemez bu olayı kınadıklarını söylediler. Türkiye’ye dayanışma ve desteklerimizi sunduk. "

Hepsi bu kadar. NATO nun Türkiye yanında bir savaşa girmeye hiç niyeti yoktur. O zaman akla hemen şu soru geliyor. Biz neden NATO dayız? Biz onların adını açıkça haçlı ordusu koydukları NATO ordusu ile din kardeşimiz olan Libya’ya saldırırken iyi de şimdi bizim ihtiyacımız olunca o çok bağlı olduğumuz haçlı ordusu nerede?

Sakın ola ki “Biz tek başımıza da Suriye’nin hakkından gelebiliriz” diye düşünülmesin. Böyle bir düşünce saflık ötesi olabilir. Zira senaryo muhtemelen şöyle kurgulanmıştır. ABD bizi arkamızdan savaşa iterken tabii ki gerekli silah yardımını da yapacaktır. Karşımızda ise Suriye görünümünde Rusya- İran- Suriye- Çin koalisyonu olacaktır. Çok uzun sürecek olan bu savaş bizimde içten çökmemize neden olacaktır. Bu da AB+D ye Türkiye’yi savaşmadan yutma şansı verecektir.

Ayrıca bakınız NATO’nun gayri resmi düşünce kuruluşunun başkanı Joyner, düşürülen uçak konusunda ne diyor: “Suriye’nin uçağı düşürmesi, NATO tüzüğünün 5. Maddesi’ne göre ‘saldırı’olarak tanımlanamaz. Doğal olarak uçağın düşürülmesi, Suriye’nin gösterdiği aşırı bir tepkidir ama öte yandan Türkiye, gergin ilişkiler içinde olduğu Suriye sınırında ‘saldırgan’ bir harekette bulunmuş, Suriye hava sahasını ihlal etmiştir.’

Yani savaş sonunda birde suçlu ilan edileceğiz.

Son on yıl içinde bir NATO ordusu olan ordumuzun başına çuval geçirildi. Başbakandan ses yok. NATO dan da ses yok. Mavi Marmara olayında İsrail dokuz vatandaşımızı kurşuna dizdi, NATO duymadı bile. Başbakan bağırdı çağırdıysa da dinleyen olmadı. Güney Kıbrıslılar petrol çıkaracağız dediler, başbakan bir köpürdü ki Allah Allah.  Sonuç Tıss. Bu günde Suriye bizi kale bile almıyor. Çünkü NATO nun bizim için savaşmayacağını, bizimde yalnız savaşa girersek yok olacağımızı bildiğimizi biliyor.

Başbakana naçizane bir öneri. Eğer birilerine efelik edecekse önce NATO denen haçlı ordusundan çıkıp kendi ordumuzu kurmalıyız. Değilse bizi Suriye bile kaile almaz.

İzmir 2012-06-26