Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '10

 
Kategori
Dünya
 

NATO'nun Rusya ile dansı

Son haftalarda ajansların geçtiği bir haber, epeydir ekonomik kriz ve siyasi çalkantılarla meşgul olan kamuoyunun dikkatinden kaçmışa benziyor. Halbuki bu haber, gerçeğe dönüşmesi halinde, küresel askeri konjonktürde çok ciddi değişiklikleri işaret eder bir nitelik taşımaktadır. Soğuk savaş yıllarının düşman kuvvetleri NATO ve Rusya, Afganistan batağına saplanan ABD’nin deyim yerindeyse denizdeki yılan misali sarıldığı bir güç olarak karşımıza çıkmakta.

Elbetteki görüşmelerin henüz çok erken safhalarında olunduğu bir gerçek. Fakat bu müzakerelerin neticelerini, şimdiden dünyanın askeri gündemine oturmaya aday olarak görmek de pek acelecilik sayılmamalı. Eski süper güç Rusya’nın muharip gücünden ziyade lojistik anlamda desteğine başvurulması, NATO’nun hamisi ABD’nin konuya temkinli yaklaştığının bir işareti. Fakat konuyu ABD’nin G-20 zirvesinde de belirttiği üzere dünya genelini ilgilendiren konularda bunu artık diğer ülkelerin de daha fazla söz sahibi olmalarının yolunun açılması yönünde atılmış bir adım olarak mı, yoksa Afganistan başarısızlığı neticesinde değişme eğilimleri gösteren küresel stratejilerin bir neticesi olarak mı algılamamız gerektiği konusu en önemli noktayı oluşturuyor.

ABD’nin klasik müttefiklerinden yeterli desteği alamadığı gerçeğinin yanında, genelin gözünden kaçan bir nokta var ki o da Rusya ile böyle bir ortaklığın beklenmeyen olumsuz neticelerinin de olması ihtimali. Dünya tarihi, süper güçlerin ve onların peşlerinden sürükledikleri kalabalıkların, gruplar halinde karşılıklı mücadeleleriyle dolu. Mevcut durumda ise, alışılmışın aksine, (askeri alanda) iki devin birbirleriyle yapacakları bu tarz bir ittifakta, küresel barışın ne tür bir sona sürükleneceği konusu henüz tecrübe edilmedi. Daha açık konuşmak gerekirse, gelecekte olası, Bush zihniyetinde bir ABD ile Putin zihniyetinde bir Rusya’nın çıkarlarını askeri alanda bu denli paralelleştirmelerinin insanlığa ne tür faydalar ve zararlar getireceğinin diğer ülkeler nezdinde iyi hesaplanmasında yarar vardır diye düşünüyorum. ABD’nin sabıkalarını saymaya gerek yok; Irak, Afganistan ve Somali’ye bakmak yeterli. Rusya ise acımasızlığını Çeçenistan ve Gürcistan’da en somut şekilde gösterdi. Bu tarz güç iştahı yüksek ve sertlik yanlısı liderler tarafından ele geçirilen böyle bir gücün sonuçlarının nerelere varabileceğini düşünmek bile insan aklını zorluyor. Zira İngiltere eski başbakanı Tony Blair’in, Irak savaşıyla ilgili senatoda yapacağı savunmasından bir süre önce yaptığı açıklaması bu tarz bir ihtimalin hiç de uzak olmadığını gözler önüne seriyor: "Saddam'ın kitle imha silahı olmadığı kanıtlansa bile işgal için bir bahane bulurduk"(15 Aralık 2009, DHA).

 
Toplam blog
: 14
: 1400
Kayıt tarihi
: 10.05.09
 
 

Mert Demir. New York'ta Baruch College'da Finans doktorası yapmaktayım. Türkiye'de Odtü MBA ve İst..