Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Nazım Hikmet'in ardından

Bugün (3Haziran 2009) büyük ustayı kaybedeli 46 yıl olmuş. Herkes için farklı anlamı ve değeri olabilir Nazım'ın tabi. Prensip olarak farklılıklara saygılı bakış açımızı değiştirmeden yorumlayacağız hepsini. Burada Nazım'ın bende çağrıştırdıklarını paylaşmak istedim biraz.

İnsanın doğasında uğradığı ya da tanık olduğu haksızlıklara tepki var ve bir şekilde dışa vuruluyor. Zaten bu hayatta diyalektik varsa yaratılan iyi ve güzel şeylerin mayasında can yakıcı birşeyler aramak lazım. Yani Nazım kendiliğinden "Nazım" olmuyor. Onu motive eden, örselenmişliğini ifade etmesine sebep olan birşeyler olmalı. Olmalı ki çağlara akıp giden bir hazine yaratabilsin. Tabi bunu "Oh, ne iyi oldu. Acılar çekti ama biz bu acılar sayesinde eserlerini zevkle okuyoruz." şeklinde yorumlamamak lazım. Nazım'ın şahsında insanlığın -ve diğer canlıların- başına gelmiş her haksızlığın sızısını yüreğimde taşıyorum.

Nazım kendi hakkında yapılanları, yaşatılanları ve adı anıldığında hala oluşan coşkuyu görseydi mutlu olurdu. En çok ta fikirlerini paylaşan kitlenin büyüklüğü onu sevindirirdi diyorum. Zaten bütün güzellikler paylaşıldıkça tad verir. Belli doğruları belleme anlamında da referans olarak alabiliriz Nazım'ı. Bilimsel toplumcu bakış açısının ve uygulamasının hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını ve güzelleştireceğini bir düşünsenize. Ama insan işin içinde olduğundan, amacından saptırdığımız ve uygulamada kötü sonuçlanan o kadar çok teorik güzellik varki. Belki de bu güzellkleri uygulamaya koyup kirlet-e-meden, teorik düzeyde kaldıkları için onların varlığından daha çok keyif alırız. Birçok güzellik ulaşılınca büyüsünü yitiriyor ne yazıkki. Toprağı bol olsun Büyük Usta'nın.

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..