- Kategori
- Şiir
Nazlıcan
Gecem,
İnfaz doludur.
Gün,
Ağarırken.
Bakışlarında yargıladım,
Seni nazlıcan.
İlmiğin en yağlısından,
Ucunda pirsultan.
Deniz,
Mavide batık bir anka.
Küllerinden,
Doğacak gibi.
Ve sen,
Suskunluğuma asılı ümitsin,
Alageyik aşkıyla bağlayan.
Gözlerinde asılasım gelir ansızın,
Nazımın İstanbul sevgisince.
Al şafağında,
Yırtık sevdalarını süpür,
Bütün devrimlerin nazlıcan.
Sarı saçlı adam gelmez artık,
İnsanlık koynumda yılan.
Kör kurşun canevimde gezinir,
Ninnilerim yetim şimdi nazlıcan.
Kınaya banık ümitlerim,
Telli duvaklı gelin olmuş.
Ağıtlar uğurlar,
Albayrakla nazlıcan.
Bir yanık türküyüm ben,
Sol yanım hep acıyor,
Yalnızlığım içimde topallıyor.
Kavruk başak ektiğim,
Ümitler.
Sen gittin gideli,
Toplanmıyor nazlıcan.
Beyaz sayfalar karanlık kokulu,
Otlarla bezenmiş.
Suskunluğu asalet saydım,
Kalemi kurşun bir şairim,
Dillerim Lâl şimdi nazlıcan.
İRFAN KARABULUT
ClassicsaiR