Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

24 Temmuz '11

 
Kategori
Dostluk
 

Ne biliyorsun belki...

Seni merak ediyorum, aramamak için zor tutuyorum kendimi. Hayır, amacım didiklemek, meraklarımı gidermek, sorgulamak, kurcalamak değil. Olan olmuş hayırlısı olsun, bundan sonrasını da yaşayarak göreceğiz. Bu süreci atlatmanın çok zor olduğunu biliyorum sadece. 

 

Dün gece kızlar uyanınca “Allahım lütfen rüya olsun” diye bir cümle duydu kulaklarım kendi sesimle. Ne kızların uyanması ne de seninle konuştuklarım rüya değildi. İçim daraldı bütün gece, durup durup uyandım ya da uykum bölük-pörçük, kalitesiz ve nefessiz gibiydi. Sabah sersem gibiydim, seni arayana kadar konuştum kendi kendimle. Öyle birbirinden alakasız zamanları tekrar-tekrar yaşadım ki! Çok yoruldum yaşanmışları yeniden ortaya dökerek didiklemekten. 

 

Nazan Öncel’in “Ne biliyosun belki iyi değil bu gece” şarkısını dinlediğimiz akşam, senin o şarkıyı bizi susturarak dinlediğin geldi aklıma. Nasıl da farkında olmuyoruz bazen birbirimizin değil mi? Kendi sudan sebepli sıkıntılarımız daha mı önemli görünüyor görmeyen gözlerimize. Benim içim acıyor kendi kör gözlülüğüme. Klip sık aralıkla yayına girdikçe dikkat kesilmiştik dinlerken. Benim kendimce nedenlerim vardı şarkıyı sevmek için senin nedenlerini neden sormadım ben? Senin de paylaşmamak için nedenlerine kafa yordum, bahaneler uydurdum seni savunmak adına. 

 

En son dışarıda çay içtiğimizde yalnız olamadığımız için bile suçladım kendimi. Aslında bütün bunların artık çok önemsiz olduğunu da bilmiyor değilim. Her şeyi kabullenecek yaşlara ne zaman geldik biz? Daha dün gibi bir paket sigarayı paylaşıp, kitaplarımızın arasına sakladığımız. Biletlerimi saklayıp beni otobüsten indirdiğin zamanlar, okul kırıp, okula en yakın çocuk parkında sallandığımız. Öyle çok şey yaşadım ki şu kısa zaman diliminde, çok yoruldum anlatamam. 

 

Bu gün Burgaz’ın arkasından denize girdik tekneyle. Babası Elif’i ilk kez denize sokarken de sen vardın aklımda, uzun süreden sonra ilk kez yüzerken de. Günü seninle açtım seninle kapattım anlayacağın. Bazen nasılsın diye sorarız birbirimize “İyiyim” der karşımızdaki insan sorunun karşılığında, güven vardır o iyiyim cevabının içinde, öylesine sıradan bir cevaptır ki ama huzur vardır içinde. Evet, yine saçmalayama başladım ama sen benim ne demek istediğimi biliyorsun, gözlerime bakıp neyi neden söylediğimi kendimi anlatmadan, söylediklerimin altında yatan sebepleri... Ben bilemedim affet, öyle güçlü göründün ki her zaman sanki orada hiç değişmeden kalacak gibi. Neler yaşamışsın oysa. Ben seni iyi bilirken sen hangi şarkıların sözlerinde avuttun kendini. 

 

Suskunluklarda hep kanar insanın yaraları, ençok kansız yaralar acıtır insanın canını, hiç dinmez içinin yangını bilirim ben bunca konuşmaya. Ne kadar konuşursan konuş hep eksik kalır kelimeler, yetmez yaşadıkların, bazen bir şey aniden batar kılıç gibi keser soluğunu, gidene değil kendinedir sorguların. Yarım-yamalak-eksik-tartısız-kimsesiz-ağlamaklı ama dimdik bakar gözlerin, gücün her şeyin tamdır ama sen eksik olursun bazen kendine, iyi hissetmezsin o gece kimseye göstermeden sessizce. 

 

Hangi zaman dilimlerinde iyi olmadığını bilmiyorum, nasıl baş ettiğini de iyi olmadığın zamanlarda. Ben sana bu geceyi sormak istiyorum canım arkadaşım. Nasılsın, iyi misin? İyi olman için ben ne yapabilirim lütfen söyle. Biz birbirimize bunu alışkanlık etmedik hiç bir zaman ama seni seviyorum. Sen benim çocukluğum, genç kızlığım, genç kadınlığım, yetişkinliğimin bire bir şahidisin. Senin iyi olman benim de iyi olmam demek bir çok açıdan. Hani kız arkadaşlarla ilgili bir yazı dolaşmıştı internette hatırladın mı? Evet, kız arkadaşlar ömürlerinin her döneminde çok lazımmış kızlara. Eğer sende bu küçük kızla devam etmek istiyorsan ben burdayım canım arkadaşım. 

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..