- Kategori
- İlişkiler
Ne çok şeyden kaçmak isteriz onu unutmak için
Onu unutmak için ne çok şeyden kaçarız öyle değimli?
Müziklerden kaçmak istersiniz.
Birçok ezgi, birçok şarkı sözü hançerdir. Kanamamak için sustururuz hepsini.
Ama bazen kalabalık bir yolda yürürken ve tek düşündünüz şey eve ulaşmakken caddedeki dükkânlardan bir müzik gelir kulağınıza.
Kulağınızdan kalbinize sızar.
Artık atığınız adımlar eve değil onadır.
Kaçamazsısınız.
Bir restoranda yamak yerken, sahilde çay içerken, hararetli sohbetler ederken o zalim müzikler yakalar sizi.
Kaçamazsınız.
Bazen ezgilerde boğulup gidersiniz. Bir kemanın bağrına uzanmış tellerle dokunan yaydır sizi sarıveren.
Bazen de şarkının bir dizesinde hapis kalırsınız.
“Tüm İstanbul benim olsa, neye yarar sesin yoksa” diyordur naif bir kadın sesi.
Eskiden beri bildiğiniz bir türkünün dizesinde düşünürsünüz uzun uzun.
“Eyleyemem, aldanamam ben bu yerlerde duramam”
Eyleyemezsiniz gönlünüzü,
Aldatamazsınız kendinizi.
Duramazsınız hiçbir yerde
Siz bir cinayet işleyip kalbinizde, sonrada firar etmek isterken, şarkılar, sözler, kuş sesleri, yağmurun sesi, dalgaların sesi durdurur sizi.
Kaçamazsınız.
Ve
Hırsızlardan kaçmak istersiniz.
Onun gözlerini çalmıştır birileri.
Onun gülüşünü, onun duruşunu, onun mimiklerini, onun cümlelerini çalan hırsızlarla doludur çevreniz.
Kaçamazsınız.
Neden dalıp gittiğinizi, neden öyle baktığınızı sorarlar. Cevap veremezsiniz.
Ve
Sevgililerden kaçmak istersiniz.
El ele tutuşmuşlardır.
Elleriniz üşür.
Göz gözedirler. Gözleriniz üşür.
Onları değil kalplerini izlemeye başlarsınız. Kalbiniz üşür.
Oturup bir köşeye bir çözüm ararsızınız.
Gözlerinizi ve kulaklarınızı kapatmaya karar verirsiniz.
Ve nihayet işe yarayacaktır bu çözüm.
Yürümeye başlarsınız.
Ama buram buram kokusu sinmiştir bedeninize
Kaçamazsınız.