Ne çok soru sordum ya! Hani cevaplar?

Of! Çok sıcak. Sıcağı önleyecek yeşil gölgeler yok ki. Kimi şehirde apartmanlara yenik düştü, kimi katil cahil ellerdeki ateşe...

Sonuçta hepsi can...

Siyasetin ateşiyle, yanan ormanlarımızın ateşini mukayese bile edemeyiz değil mi?
Her yanan ağaç geleceğimizi de peşi sıra götürmekte...
Daha neler götürmekte de.
Ne yapmalıyız?
İşin en acı yanı, yanmasını bile önleyecek önlemleri alamıyoruz.
Bir önlem alacak merci vardır değil mi?
Halkı bilinçlendirecek, yeterli korumayı yapacak?

Yakılan için yapacak bir şey yok. Ama her yananın yerine üç fidan dikecek hem Orman Bakanlığı'nın kendi bünyesindekiler, hem de gönüllü neferler.

Yok mu?
Yağmur neden yağmaz?
Nehirler sessiz ağıtlar yakar kuru toprakla bezenirken. Niye duymaz insanoğlu çığlıklarını?

İnsanoğlu kendi çığlıklarını bile duymuyor ya neyse, neyse.
Şimdide yeşil Karadeniz'i erektrik santraline kurban ediyorlar.

Ah!

Küresel ısınma neyin götürüsü? Bitiyor yaşlı dünyamızın günleri. Gideni hızlandırmakla ne geçicek elimize?

Uzayda bir yere biletimiz mi var?

Sadece gidiş tabi...

Saygılarımla

Nefise Canaran

(Eğitimci üstadımdan özür dilerim yazımda yanlış varsa. O Türkçe'mizi güzel ve doğru kullanılması taraftarı. Olması gereken doğru Türkçe. Elimden geleni yapacağım üstad.)