Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ne demek bu insan kaynakları ?

Bir insan kaynakları profesyoneli olarak çevremdekilere insan kaynakları nedir diye sorduğumda bazen eğlenceli, bazen üzücü, bazen düşündürücü ama çoğu zaman güldürücü cevaplar almışımdır. Pek çok meslektaşımın da eminim benim gibi bu konuyla ilgili pek çok anısı vardır. İnsan Hakları Müdürü ile görüşmek istediğini belirten kişilerden alınan telefonlar, veya siz ne müdürüsünüz diye soranlar, yetmişbeşindeki anneannemin işimle ilgili sorduğu soruya verdiğim cevaplar sonrasında bana desene patronun sana boşu boşuna para ödüyor demesi. Ve daha nicesi…

Peki ama özellikle son 10 yıldır önemi Türkiye’de iyice anlaşılmaya başlanan bu meslek ne kadar tanınıyor? Ne kadar biliniyor? Sizce insan kaynakları nedir sorusunu sokaktaki insana sorsak ya da o kadar uzağa gitmeden önce kendimize ve çalıştığımız şirketteki iş arkadaşlarımıza sorsak ne cevap alırız acaba?

İnsan Kaynakları bir işletmede çalışan tüm personeli tanımlayan bir kavramdır. İşletmenin para gibi zaman gibi hammadde, malzeme ve makine gibi bir kaynağıdır insan kaynağı da. Fakat bu kaynağı diğerlerinden ayırmakta olan yegane unsur insandır. Bir işletmenin en üst düzey yöneticisi olan insan, üst, orta ve alt kademe yöneticisi olan insan, uzman, mühendis, teknisyen, işçi, memur, hizmetli, görevli, personel, eleman ne unvan alırsa alsın çalışan, üreten, düşünen, katkı sağlayan insan.

Amerika’da 1981 yılında Harward Business School’da İnsan Kaynakları Yönetimi dersi verilmiş ilk olarak. Hatırlıyorum 90’lı yıllara kadar Personel Yönetimi olarak bizim üniversitelerimizde de okutulan bu ders 90 sonrasında İnsan Kaynakları Yönetimi adını aldı. Tıpkı işletmelerin daha önce muhasebecileri tarafından yürütülmekte olan Personel Yönetimi bölümlerinin tabelalarını değiştirerek İnsan Kaynakları Yönetimi haline gelmesini yaşadığımız gibi hep birlikte. Geçen zamanla değişen sadece tabelalar olmadı. Günümüzde işletmeler globalleşmeyle birlikte kendilerini öyle rekabetçi bir ortamda buldular ki bu yarışta ön sıralarda yer alabilmek adına çalışanlarına yönetilmesi gereken maliyet unsuru bir kaynak olmaktan daha farklı bir gözle bakmaya başladılar rekabetçi üstünlükleri sağlayacak yatırım yapılması gereken bir kaynak. Farkı yaratan unsurun insan olduğunu gördükleri için insan kaynakları yönetimi çok önemli bir görev üstlenmeye başladı zamanla. Eğitim ve kariyer geliştirme gibi performans yönetimi ve kariyer planlama gibi ücret yönetimi gibi zorlı görevler. Bu konular insan kaynaklarının olmazsa olmazı iken Türkiye gibi yoğun işsizliğin yaşandığı bir ülkede bazen kendime sormadan da edemiyorum. İş bulamayan veya ne iş bulsa yapmaya hazır milyonlar varken kariyer yönetimi konuşarak Marie Antoinette’çilik oynuyormuşum hissine kapıldığım zamanlar oluyor. Ama asla ümitsizliğe kapılmadan Türkiye’de insan kaynaklarının Maslow’un piramidinin basamaklarını teker teker tırmanmasını bekliyorum, daha iyi konumlara ulaşacağımız günleri beklediğim gibi.

 
Toplam blog
: 12
: 2743
Kayıt tarihi
: 27.06.07
 
 

73 doğumluyum. 90'da Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'ni, 95'te Ankara SBF İşletmeyi bitirdim. 12 y..