Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Ne denmeli ki

Ne denmeli ki
 

Bir sessizlik var içimde... Tarifi olmayan hoş, sessizliğin tarifi de olmaz ya sensizlik gibi bir şey... Sensizliği tarif edebilsem sessizliğimede bir anlam yükleyebilicem... Şimdi sensizliğimi ve sessizliğimi heybeme koymalıyım, taşımak için omuzlarımda... Ağırlıkları eşit olsun... Benim için sessizlik eşit sensizlik şimdi...

Dışarısı gene karanlık ve sessiz bir de sensiz o yüzden sanırım gecelerle arkadaş olmam... Geceler sensiz ve sessiz... Özlemi anlatmak istiyorum, anlatılmıyor... Sensiz ve sessiz duygularımın duvarlara vuruşunun sesini dinliyorum... Bu gece çok uzun zamandır sayamadığım zamanlarımdan kalanlardayım... Duvarlar aşınmış, duvarlar yıpranmış, duvarlar yosun tutmuş sensizliğime ve sessizliğime arkadaş olsun diye... Hani taşın kalbi yoktur derler, ama onuda yosun sarar misali...

Gelenler bile anlıyor şöyle bir dokunuyor yüreğe... Anlaşılıyor uzun zamandır ayak basılmamış yosunlara... Duvarlar arasında sızıntılar var. Sızıyor sızlıyor hala seviyorum, akmalıyım, akabilmeliyim... Sevgi suları birikmiş bir baraj gibiyim. Tüm gözyaşlarımı içimde toplayan... Baraj doldu, kapakları açmak lazım... Son bir kez açıyorum bu akşam sensiz ve sessiz...

Sözler birikmiş anlamı olmayan... Bir cümlede bile yerini doldurmayan... Geç kalınmışlıklarla yüklüyüm bu akşam... Kelimeler bile dökülemiyor bu ağırlıktan, ben gecenin sızmalarındayım... Yoruldum... Taşıyamıyorum ağır geliyor bu yük... Yürek ağır, yüreğim alışık bu ayrılıklara... Yürek taşıyor ben taşıyamıyorum... Hani inebilecek bir durağım olsa... Bırakabilecek bir ambar hiç düşünmeden bırakacağım... Sormasalar ne zaman alırsın diye? Zor be! hem sensizliği hem sessizliği taşımak... Hayatla lades oynadım ben hep aklımdasın... Bedeli ağır olur borcun ödemekten korkmuyorum... Ödeyebilecek zamanım var mı bilmiyorum... Sızlayan yara değil ki yürek... Kapanmıyor bir bantla, sarılmıyor ki sargı beziyle... Kapatsa kapatacağım, sarsa saracağım bilsem sızıntılarıma çare kapatacağım... Belki bir ay belki daha da az çıkaracak gene suyüzüne uçukpembe hayallerim gibi... Satsan satılmıyor yürek bana göre paha biçilmez ama, yaralı değeri düşüyor... Hem kıyamıyorum zaten değeri yok verdim mi içindekileriyle istiyorlar... Viran belki ama güzelliğinden, sevgisinden ödün vermemiş, üflesen yıkılıcak ama sevda savaşlarında dimdik... Karşında cesur bir yürek olsa hala savaşacak kendiyle, düşünceleriyle... Ama nasıl savaşılır ki koca bir sessizlik ve sensizlik...

Sessizlik ve sensizlik hallerindeyim...

Biz seninle ödemiştik. Anlıyorum ki sen bana hala borçlusun hayat...

Şöyle yürekten gel diyebilsen,

Gel diyen sesini hissedebilsem...

Gelirdim...

Seni benim kadar,

Bir sevenin olduğuna...

İnanabilsem...

Ve

Bunu tüm yüreğimde

Hissedebilsem...

Giderdim...

Senden vazgeçmem benim,

Buna inanabilsem...

Bir de inandıklarımı...

Hissettiklerime anlatabilsem...

Senin mutluluğun hayatında benim amacım olmalı...

Ben bu mutluluğa vesile olma zevkini tatmak istiyorum...

Zaman hepimizi vuruyor zaman zaman...

Ben bu vuruşlara dur diyemem amma...

Ben vuramam...

Daha az darbe alman için mücadele ederim...

Beni mutluluğuna vesile yaptığın zaman...

Biliyorum yorgun gelirsin evine,

Belki yorgunluğunu alamam...

Ama yorgunluğunu okşayacak,

Elin ve dilin olmaya vesile olmak isterim.

Müsade et ben seni kendimce seveyim...

Sen sevmeme vesile ol,

Ben seni seveyim...

Bir gün (hiç istemem ama) hayatına girenlerin sessizce gidişlerini görmelisin. Çünkü yaşamadan sessiz gidiş ne demek bilemezsin...

Bir gün (hiç istemem ama) bir avuç yürekte emanetmiş mutluluk avuçlarından kaymalı ki... Kaymadan bilemezsin...

Bir gün ( hiç istemem ama ) umutlarının nasıl yok olup kaybolduğunu görmelisin ki... Pervazsızca bir umut için koşmanın ne demek olduğunu bilemezsin...

Bir gün (hiç istemem ama) çok sevdiğin insanın seni nasılda sıradanlaştırdığını görmelisin... Çünkü sen sıradan olmak ne demek bilemezsin.

Tüm kelimelerim yarım kalıyor artık, cümlelerimi tamamlıyamıyorum. Hayat senin yaşattığın kadarmış yarım kaldı, ben tamamlıyamıyorum. Sen benden izin almadın ama müsadenle artık ayrılmak istiyorum. Direnmiyorum sana yenik düştüm zayıf tarafım diyordum ya sen oradan vurdun.

Sensizlik ağır geliyor artık yüreğime taşıyamıyorum. Yüreğindeki atan yürek ben değilim. Yürek atışlarına dayanamıyorum. Kırgınlığımın sana olduğunu düşünüyordum. Ben kendime kırgınım bunu kabullenemiyorum...

Şimdi geceler gene arkadaş ama düşüncem sensiz, belki de seni düşüneceğim son kez bensiz mutlu hallerinde...

Sen başarabildiğine göre sormayacağım bende ki bu eksiklik ne diye... Kalabalığım ama sensizlik yüreğimde...

"İyi" demek adettendir ya! "İyiyim" diyorum soranlara asalında biliyor musun can ? DEĞİLİM

Şimdi acılan yaramı gördüm kabuk bağlamaya başlamıştı kısa zamanda, nasıl da dikmişlerdi ya ben dikiş aralarından sızanları gördüm bu gece...

Hani parmak kaldırıyordum ya hayatta can vazgeçtim ben bu gece yokum...

Saatte kaç gene geçirmişim gece yarısını, halbuki bu gece seni düşünmedim ben... Bunlar da ne diye sorma can içimdeki umut mumlarını söndürüyorum ben...

Seni içimden terk ediyorum ben... Şimdi arkamda ne bir belki... ne de bir keşke kaldı içimde... İçimde yanan son mumdu artık... Onu da üflüyorum ben... Bu akşam inan seni düşünmüyorum ben... Yeter tamam artık buraya kadar direnmiyorum... Dinlemiyorum seni hadi can ver artık ne olur içimdeki son nefesini...

Yarım kalan bir rüyaydı bu artık izin ver uyuyarak tamamlamak istiyorum. Şimdi son bir iyilik yap bana canım... Sen nasıl unuttun anlat bana bir masal gibi uzun uzun olmalı ki uyuyabilmeliyim ben de senin gibi...

(Hiç istemem ama) BİTTİ...

 

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..