Ne derinliği, hangi starteji

Birleşik devletler, masanın başında görünmüyor ama masanın sahibinin o olduğunu unutmamak lazım. Maşa olarak kullandıklarını silkeleyip atabilme olanağına sahip olmanın stratejisi bu olsa gerek.

Olaya geniş bir perspektiften bakıldığında, tarihin uzun soluklu akışı içinde kazanılmış küçük bir adım hedefe biraz daha yaklaştırır.  Askeri müdahalenin imkansız olduğu Suriye de yapılabilecek en doğru hamleyi yaptı Abd; Katar, Suudi, Türk üçgenini Suriye’yi yıpratmak için kullandı. Kendisi umacı olmaktan kurtuldu, Rusya ya karşı oynadığı satranç oyununda bir piyona karşı vezirini riske atmadı. Bu oyunun sonunda her aktör kendisinin kazandığını söyleyebilecek çıkarımları olabilir. Ama gerçekte uzun vadeli stratejisine bağlı olarak kazanan tek taraf Abd olacaktır. Üç parçaya bölünecek Irak’ın ardından en az iki parça olacak Suriye den sonra bölge coğrafyası parçalanırken, Kürt unsurlarının birleşmesine biraz daha yaklaşılacaktır. İsrail’in bölgedeki en güçlü müttefiki olacak bir devlet adım adım bağımsızlığına doğru yürümektedir.

Bölgede söz sahibi olma rüyasını görmüş ve halkını da inandırmış Türk dış politikasının derinlikli stratejisinin dumura uğradığı an bu andır. Yumruk yemekten gözüne kan dolmuş boksör misali şuursuz hamleler yaparak enerjisini iyice tüketip rakibine sarılmak zorunda kalacak pozisyondayız.

Bir insanın kendini gülünç duruma sokması için ya aptal olması ya da aşırı bir özgüvene sahip olması gerekir. Devletleri yönetenlerin aptal olmalarına ihtimal bile vermiyorum. Ancak devletimizin gülünç duruma düştüğünü düşünüyorum. Bundan kendime çıkardığım pay maalesef utanmaktan başka bir şey olmuyor.