Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Ne düşünüyorsunuz?..

Ne düşünüyorsunuz?..
 

Televizyon ekranına kafasını uzatan politikacı konuşuyor: 

- Türkiye Cumhuriyeti komutansız kalmaz… 

Doğrudur. 

Ancak bu noktada önemli olan komutanlara kimin komuta edeceğidir. 

Demokrasilerde sivil güçlerin ordu üzerinde bir etkinliği olması doğaldır. 

Ama bu yolla siyasetin ordunun içinde yapılanması hiç de doğal değildir. 

İktidardan yana subaylar ve iktidara karşı subaylar karşıtlığı bir ordunun içini kemiren zehirli bir kurt işlevi görecektir. 

Bir kısım siyasetçi, “Türk demokrasisinin yıllardan beri ordunun vesayeti altında işlediği, ” ileri sürülmekte ve hemen bu ajitasyon amaçlı söylemin karşısına, “süregelen gelişmelerin demokrasinin bir gereği olduğu, ” yönündeki alternatif hamle yerleştirilmektedir. 

Oysa gerçekte yaşamakta olduğumuz gelişmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik uzunca bir süredir devam eden [ve son süreçte giderek hızlanan] “psikolojik harekât”ın en son halkasıdır… 

Medyanın bir bölümünde sürekli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratıcı saldırgan bir yayın yapılmaktadır. 

Özel yetkili adliye bu tehlikeli gidişin bir diğer halkası olma konumundadır. 

Türk ordusu hiçbir savaşta bu kadar çok subayını bu sayı ve nitelikte yitirmemiştir. 

Çok sayıda TSK mensubu hapistedir. 

Çok sayıda general istifasını istemekte, birbiri peşi sıra emekli olmaktadır. 

Ve siyaset sahnesi, bütün bu gelişmelerin olağan karşılanmasını istemekte, bu yönde propaganda yapmakta ve olup bitenleri, demokrasinin ve hukukun olağan gereklilikleri olarak değerlendirmektedir. 

Halk, “içerideki cephenin suskunluğunu” başarı ile temsil etmeye devam etmekte ve sahnedeki yerini hala “seyirci” olarak belirlemektedir… 

Ama işte bu sahne gerçekte, “hayali küçük Ali”nin Hacivat/Karagöz oynattığı bir hacı/yatmaz mizansenidir… 

Yasalar, TBMM’de çoğunluğu ele geçirmiş olan bir tek siyasi partinin amaç, hedef ve ideolojisini metne geçirmekte ve Avrupa Birliği emirlerinin tercüme edilerek Resmi Gazete’de yayınlanması prosedürü ile gerçekleştirilmektedir… 

Sonra bu yasalardan oluşan hukuk nosyonuna “Hukuk Devleti” adı verilmekte ve adaletin uygulanması, tek bir gücün egemenliği altına girmiş bulunan yasama/yürütme/ve yargı arasında pinpon topu gibi atılıp tutularak hayata geçirilmektedir. 

Ve bunun adı ileri demokrasidir… 

Ve bunun adı hukuk devletidir. 

Ve bunun adı kuvvetler ayrılığıdır. 

Ama Güneydoğu’da terör her gün can almaya devam etmektedir. 

Ama terör örgütünün siyasi uzantısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki koltuklarında rahatça oturmakta ve kendi oluşturduğu bir meclisin kürsüsünden özerklik ilan edebilmektedir. 

Ve terör elebaşısı, Marmara denizinin ortasındaki bir adada kendisine özel olarak inşa edilen villa/hapishanesinde Türk siyasetini yönlendirmekte ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile müzakerelerini sürdürmektedir. 

Ve teröre karşı yıllardır göğüslerini siper etmiş Türk subayları terör suçundan mahkûm değil, ama tutuklu olarak hapishanelerdedir… 

Evet… Lütfen bütün bu unsurları not edin alta alta… 

Ne görüyorsunuz? 

Ya da ne düşünüyorsunuz?.. 

İşte önemli olan ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan da budur… 

farukhaksal@superonline.com 

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ: 

www.soruyusormak.com 

www.dnm-ler.com 

www.kitlecizgisi.com 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..