Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '13

     
    Kategori
    Yolculuk
     

    Ne edersen kendine edersin kendi kandine- (İstanbul- Sarajevo Uçağından bir anı)

    Ne edersen kendine edersin kendi kandine- (İstanbul- Sarajevo Uçağından bir anı)
     

    ÖN YARGI, IRKÇI BİR TERÖRİSTTEN DAHA TEHLİKELİDİR.


    İnsanın kendine yaptığı iyiliği ya da kötülüğü başkası yapmaz derler. Bu sözü doğrulayan o kadar çok şey yaşıyoruz ki günlük hayatta. Bu iyilikleri sayarak bitiremeyiz zaten. Kötülüklere gelince bir elin parmaklarını geçmez aslında. Bunlardan biri "ne mi?" dersiniz. Hemen ön yargı cevabını verebilirim size. Ön yargılarımızın kurbanı oluyoruz çoğu zaman. Hayatımızı yavaş yavaş sömüren, mutsuz olmamızın tek sebebi olan o illeti yok etmek için ne yapıyoruz?

    Geçen hafta ön yargılarımız bizi nasıl yönlendirir onun canlı şahidi oldum. Hava muhalefetinden dolayı İstanbul- Saraybosna uçağım bir gün iptal oldu. Şanslıyız ki THY, bize Basın Ekspres yolunda gayet hoş bir otelde konaklama fırsatı verdi. Şanslıyız diyorum çünkü geçen yıl Şubat ayında aynı iptal edilme durumu olduğu zaman anneme maalesef "git başının çaresine bak", "nerede kalırsan kal" muamelesi yapılmıştı. Ben de şikayet etmiştim aynı gün içerisinde. Daha sonra bu şikayetlerin fazlalaştığını duydum. O yüzden THY müşterilerine daha hassas davranmaya başladı, belki de...

    24 saat içerisinde 6 defa iptal edilen İstanbul- Sarajevo uçağındaydım nihayet. Yanımda yaşlı, şişman, uzun bir sakalı olan büyük ihtimalle Arap asıllı bir beyefendi vardı. Onun yanında da bir hanımefendi. Hanımefendi birden bire sebepsiz yere yerini değiştirmek istedi. O esnada arkadaşı ona işaret ederek oturduğu koltuğu gösterdi. Kadın yaşlı beyi ve beni hızla geçerekten arkadaşının yerine oturdu. Yüzünde memnuniyet dolu bir ifade vardı. Sonrasında ona yerini veren arkadaşı benim yanıma gelerek İngilizce olarak, " Pardon, bir koltuk kayabilir misiniz? Yani siz ortada otırabilir misiniz? Ben arkadaşıma kendi yerimi vererel iyilik yaptım onun karşılığnda ortada oturmak istemiyorum." dedi. Ben o anda olanalrı anlamıştım. Yer değiştirmek isteyen hanımefendi (!) beyefendinin yanında oturmak istememişti ve bu cesur arkadaşı da ona yerini vermişti. Şimdi benden arkadaşına iyilik yaptığı için ona yardım etmemi istiyordu. Normalde ortada, koridor tarafından, cam kenarında oturmak benim için hiç önemli değil. Fakat bu hanımın yaptığı davranışa güzel bir cevap vermeliyim diye düşündüm. "Kusura bakmayın hanımefendi. Bilet numaram bu koltuk yerimi değiştiremem. Eğer gerçekten iyilik yapmak istiyorsanız tam bir  iyilik yapmış olun ve buyrun ortaya oturun" dedim. İstemeyerek, yüz ifadesini olumsuz bir hale getirerek ortaya oturdu. Oturduğu koltukta sanki bana yapışacak gibi oturuyordu. Yanındaki beye dokunmamak için büyük bir gayret gösteriyordu. Belki o beyin şişman olmasından, belki her haliyle "ben bir Arabım" demesinden, belki sakalından, belki de... Kadının ve arkadaşının bu ön yargısına üzülmekten başka elimden bir şey gelmedi. Tekrardan gazetemi okumaya döndüm. Bir iki dakika sonra kadın çantasından bir takım evrakları çıkardı ve incelemeye başladı. Evraklarından Bosna Hersekli bir diplomat olduğunu anladım. Evrakların içerisinde İsrail Başbakanı'nın yılbaşı için tebrik kartı vardı. Bu yaşanan ön yargıya şaşkınlığım ve üzüntüm hafiflemiş oldu. Cevabımı almıştım... 

     
    Toplam blog
    : 1
    : 1661
    Kayıt tarihi
    : 04.01.13
     
     

    Eğitimci ..