Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ne Ergenekonmuş Be!

Ne Ergenekonmuş Be!
 

İlk gözaltılarla beraber Türkiye’deki herkesin dikkatini üzerine çeken Ergenekon olayı artık iyice zıvanadan çıktı.

Devlete karşı yasadışı örgüt kurdukları ve darbe yapacakları iddia edilen ve sayıları neredeyse bine yaklaşan “sanıkların” ortak özellikleri her gün daha yüksek sesle konuşuluyor.

10.dalga operasyonu ve gelen gözaltılar geçmişte kilit noktalarda görev yapmış ve ülkenin temel değerlerine bağlılıklarının tartışılmayacağı isimler üzerinde yoğunlaşınca “AKP karşıtı herkes Ergenekoncu mu oluyor?” sorusunu bir kez daha akıllara getirdi.

CHP’li vekillerin ortak açıklamasında cumhuriyetin temel değerlerine bir saldırı oluştuğu yönünde ithamlar yer alırken, AKP “mafyalaşma ve derin devletle mücadele ediyoruz” demekle yetindi.

Türkiye’de ilk defa ordu içindeki önemli kişilerin gözaltına alınmış olması ve ordu mensuplarına da dokunulabiliyor mesajı verilmesi açısından Ergenekon’u sadece bu yönüyle olumlu görenlerdenim.

Ancak soruşturmanın en başında iddianamenin hazırlanmadan onca kişinin önce gözaltına alınıp ardından aylarca hapiste yatması ve en önemlisi kendilerinin suçları hakkında en ufak bilgi verilmemesi; soruşturmanın daha sonraki adımlarına gölge düşürdü.

Her ne kadar CHP Ergenekon sanıklarının avukatlığını yapıyor gibi görünse de aslında hükümet kendi karşısında olanların her birini Ergenekon kılıfı altında sindirmeye başladı.

Hükümet aleyhine yazı yazan, karikatür çizen, laikliği tartışan, AKP’li milletvekili, bakan ya da belediye başkanlarının geçmişi ile ilgili fikir beyan eden herkesi korku sarar oldu.

Bu korkuyu yaratan ve yargıyı kullanan hükümet oldukça başarılı bir yol izledi.

Darbe günlerindeki gibi sabaha karşı 5’lerde ev basıp, müzik cd’lerini bile gasp etmek hangi demokrasi ve hukukla bağdaşır, bunu tartışmak lazım.

Demokrasi iktidar ve muhalefeti ile bir bütün, fikir ve karşıt görüşlerle birbirini tamamlayan saygın bir kavramdır.

Demokrasi adına, geçmiş karanlıkları aydınlatma adına yapılan korkutma, sindirme politikası izlerini ve etkilerini derinleştirmeye başlarken; bizlerin demokrasiden ne anladığımızı gösteren de en önemli ölçüttür.

Cumhuriyeti savunmak, ülkesini sevmek, vatanına sahip çıkmak yanlış bir şeymiş gibi gösterilmeye başlandı. İnsanlar açıkça ben ülkemi seviyorum demekten korkar oldu.

Ordu ile hükümet arasındaki gerilimlerden en karlı çıkan daha önceki seçimlerde olduğu gibi yine hükümet mi olur bilinmez. Ancak hükümetin herkesi korkuttuğu ve korku kültürü yarattığı apaçık ortada.

Ülkenin bütünleştirici, hoşgörülü, deneyimli siyasetçilere ihtiyacı var; her geçen gün bizden ve bizden olmayan şeklinde bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde kutuplaştırılan ülkemizde gidişat hiç de iyi görünmüyor.

Umarım birileri bu gidişatın farkına varır ve herkesi kucaklayan adımları atmaya bir an önce başlar.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..