Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ne kadar okuyoruz?

Ne kadar okuyoruz?
 

Televizyonda çok sevdiğim bir adam, çok sevdiğim bir yarışma programı sunuyor. Bu programda 4 ünlü şahsiyet, yarışmacı olan iki ünlü olmayan şahsiyetin finale kalması için gidilen yolda, yarışmacılara yarışarak yardımcı oluyorlar. Çalışmadığım zamanlarda, hafta içi yayınlanan bu yarışma programını hiç aksatmadan izlemeye çalışırım.

Bu akşam yayınlanan bölümde yazarlarımız ve kitapları ile ilgili bir soru soruldu ve kendi adıma çok utandım. Ünlü olan yarışmacılar, " Sinekli Bakkal " gibi klasikler arasına girmiş , hem dizisi hem de filmi çekilmiş ünlü bir romanın Halide Edip Adıvar' a ait olduğunu, Bir Dinazorun Anıları gibi yayınlandığında satış rekorları kırmış ve liste başı olmuş, gazetelere, magazin dergilerine dahi konu olmuş bir romanın da Mina Urgan'a ait olduğunu malesef ve malesef bilemediler.

Sonra bir ara dışarıya çıktım. Yolda, yanında arkadaşları ile birlikte bana doğru yaklaşan, lise son sınfta okuyan komşumun kızına ""Sinekli Bakkal" romanını okudun mu?" diye sordum. Yanıt hayır. Diğer iki kıza döndüm."Sizler duydunuz mu Sinekli Bakkal'ı?" Hayır gibilerden başlar iki yana sallandı." Peki yazarının kim olduğunu biliyormusunuz?" Ben soru soruyorum karşımdaki genç kızlar soru dolu bakışlarla bana bakıyor. Hiç yorum yapmadım. Hiç bir eleştiride bulunmadım. Sadece iyi akşamlar dileyerek yoluma devam ettim.

Avrupa'da yaygınlaşan bir akım var. Londra'da başlayan bir akımmış bu. İnsanlar okudukları kitapları parklara bırakıyorlarmış , kendilerinden sonra bir başkası alsın okusun diye. Londra'da bırakılan bir kitap Kuzey İrlanda'dan çıkmış. Bizde kitaba kıyacak parası olan biri çıksa, kitabını da parka bıraksa sokak çocuklarına ısınmak için yakacak olur o kitap. Ne acı!!!!

Gazeteleri bile vakti zamanında eklerinde verdikleri "Arkopal" tabak çanak ya da örgü ekleri için alırıdık. Evde vitrinlere koyacağımız züccaciyeler gani.Ya kütüphanelerimiz ne durumda?

Kendi adıma konuşayım en son bundan iki ay önce bir kütüphaneye gittim. O da yeğenimin, o kütüphanede tertip edilmiş bir konferansında yeğenimi dinlemeye gittim. İstanbul Kitaplığı'nı duydunuz mu?Sultanahmet'te Soğukçeşme Sokağı'nda yer alan önemli bir mekan İstanbul Kitaplığı… İstanbul aşığı, İstanbul'un birçok sokağı ve bölgesi için önemli ve anlamlı projelere imza atmış olan, Çelik Gülersoy tarafından kurulmuş ve İstanbul hakkında 10 bini aşkın nadir kitabın yer aldığı bir kütüphane. Muhteşem bir kitaplık. Gidip görmenizi tavsiye ederim. Camekanlı dolaplarda muhafaza edilmesine rağmen kitaplar yine de tozlu. Düşünebiliyormusunuz kitaplar tozlu.Yani hiç ellenmemiş.

Benim okul çağlarımda internet, bilgisayar vs.vs yoktu. Bize bir ödev verildiği zaman Kütüphanelerin yolunu tutardık. En çok da Kadıköy'deki Aziz Berker Halk Kütüphanesi'ne giderdim. İtiraf edeyim iki ay öncesinden evvel en son kütüphaneye gidişim de 19 yıl önceydi. Şimdi çocuklarımıza yol gösteriliyor. "İnternette var o kitabın özeti." Kitabın özeti internette var da tamamını okusalar, özetini de kendileri çıkarsalar ne olur?

Maaşımı aldığım zaman her ay muhakkak bir Kitap ve bir CD alırdım.İlk işe başladığım tarihten 1999 yılı krizine kadar bu böyle devam etti. O zamanlar DVD, LCD vs vs olmadığı için varsa bile bizim bütçmizi aştığı için onları alma imkanım olmadı. İlk okula başladığımdan bu güne, çok çok elzem durumlar haricinde hiç okumasam 10 sayfa muhakkak okurum.Tuvaletimde bir kitap bulunur ve de yatağımın baş ucunda bir kitap muhakkak bulunur.

Her gün 10 sayfa kitap okumak topu topu 5 dakikasını alıyor insanın.Sadece 5 dakika... Ne yazık ki ülkemin çoğu insanı okumak için bu 5 dakikayı asla yaratamıyor. Bu alışkanlığı çocuklarına da aşılıyamıyor.

İşin acı tarafı ben şimdi burada bu yazıyı döktürüyorum ve bu yazıyı okuyacak herkesin evinde muhakkak dolu dolu bir kütüphanesi vardır. Bu yazı burada yazılıyor ama körler ile sağırlar birbirini ağırlar gibi bir durum olacak bu sadece.

Kitap fobisi olan hiç kimsenin bu yazıdan haberi bile olmayacak.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..