Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ne kaybettik, ne kaybediyoruz?

Ne kaybettik, ne kaybediyoruz?
 

Ruhunuzun üşüdüğünü,

Bedeninizin ne zaman ezilip, büzüldüğünü,

Sair azalarınızın donmak üzere olduğunu hissettiğiniz oldu mu?

Şimdi “nasıl yani!” diyebilirsiniz?

Haklısınız tabi!

Aynı şekilde gözyaşlarıyla ağlayan,

Aynı şekilde bir ağızla gülen,

Aynı şekilde bir kulakla duyan,

Aynı şekilde ellere, ayaklara…

Aynı kimyasal özelliklere sahip olan,

Aynı bedensel fonksiyonlara sahip olan insanlar yok mu?..

İşte o insanlar, birbirlerinden habersiz, geçip giderler,

Birbirlerinin yüzüne bakmazlar,

Birbirlerine, selamı, merhabayı, günaydını,

Bir tebessümü, görmezden geldiği insanlardan esirgerler ya!

İşte onlara insan diyebilir misiniz?

*

Her gün,  o kadar insanla karşılaşırız ki…

Görmezden geliriz, geçer gideriz.

Çok samimi olduğumuz insanları bile dikkate almayız.,

Hâlbuki yaşı, başı, aşı, nüfuzu,

Mevki, makam, sosyal statüsü, konumu ne olursa olsun,

Herkesin bir merhabaya, bir nasılsın ihtiyacı vardır.

Çoğu zaman aynı işyerlerinde, aynı odalarda çalışan insanlar…

Bir selam vermekten, bir merhaba demekten, bir hal hatır sormaktan,

İnsanın kendini iyi hissetmesini sağlayacak,

İnsan olduğunu hissettirecek, bu sihirli kelimelerden bihaber oluyorlar.

Yazık! İnsanız ya!!!

Gel de üzülme!

*

Her sabah sosyal medyada, cep telefonlarında…

Onlarca günaydın, merhaba, nasılsınız mesajı yayınlarız.

Yanından geçtiğimiz insanlara,

Aynı işyerinde çalıştığımız iş arkadaşlarımıza,

Farklı konumda ve mevkide olan insanlar,

Bir türlü birbirlerine bir selam verip, merhaba diyemiyorlar.

Para, saygınlık, konum sarmalında,

Ben merkezli bir yaşamda, vicdan, cüzdan ikileminde gidip geliyoruz.

Menfaat temelli görülen, selamsız, sabahsız, tepkisiz yaşantımız,

Çoğu zaman bizleri canımızı sıkar, bizi huzursuz, mutsuz eder.

Bir selam versek, bir merhaba etsek, ne kaybederiz, neler kaybediyoruz?

Söyleyebilir misiniz?

*

Sessizlik ortamındaki bu vurdumduymazlığımız,

Kendimizi yalnızlığa mahkûm ettiğimiz bir yaşamda,

Hem ruhumuz üşür, hem bedenimiz ezilip büzülür,

Hem de bütün organlarımız donar.

Ruhsal bozuklukların, stres, depresyonun ve iletişimsizliğin sebebi budur.

Sahip olduklarımızın hiçbiri, bunların yerini tutmaz, artık öğrenin!

Bu çelişkiden artık uyanın, fani olduğunuz unutmayın!

Ömür dediğiniz şey, zaten 70, 80  yıldan ibaret değil mi?..

Rabbimizin bize bahşettiklerini, insanlarla paylaşmaya ne dersiniz?

Ne kaybedersiniz?

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..