- Kategori
- Siyaset
Ne Keramet Ne Sihir...
Bizler Türk insanı olarak ne dense...
Bir eziklik duygusu içinde...
Bir kompleks duygusu içindeyiz.
Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri devam ediyor.
Bir bakıyorsunuz...
Amerika Birleşik Devletleri...
Rusya...
Fransa...
İtalya...
Sınırlarının ötesinden, burunlarını Ortadoğu’daki paylaşım veya vekalet savaşlarına sokmakta...
Cihana nizam verme derdindeler... Ülkelerinin, devletlerinin, insanlarının ve hatta ÇUŞ’lerinin en yüksek çıkarları için, tüm “riskleri” alırlarken...
Ne dense, içimizdeki yabancılaşmış, kendilerini cool zanneden, topluma tepeden bakmayı bir “marifetmiş” gibi algılayan bir “güruh”, evet ne yazık ki bir güruh, değerlendirmelerini, millî ve yerli değil de daha çok Batıcı ağzıyla serdetmekteler.
Evet; gelişmiş bir devlet olmak istiyorsak, bilim alanında, teknoloji alanında, çoğulcu ve katılımcı demokrasi anlayışında elimizden geldiği kadar çabalayacağız ve gelişmekte olan ülke liginden bir üst lige atlayacağız.
Bunun için de, pekâlâ dünyaya eklemlenerek, küreselleşmenin bir “aktörü” olarak, yani figüran değil, etrafımızdaki komşularımızla, yine “değerli yalnızlık” değil, entegrasyon süreçleri çerçevesinde münasebetlerde olacağız.
Burada kritik husus... Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada biricik ve tek çağdaş demokratik hukuk devleti olduğunu unutmamak/unutturmamak!
Avrupalılara karşı ne ezik durmaya ne de gereğinden fazla büyüklenmeye gerek var.
Ne keramet ne sihir...
Marifet: Denge.