Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Ne olacak Rusya'nın hali?

Ne olacak Rusya'nın hali?
 

Türk-Rus dostluğu?


Gelecek hakkında karanlık düşüncelerim var.

Rusya'nın durumu eskiden beri pek parlak değildi. Eskiden derken Rus Çarlığını kast ediyorum. 1. Dünya Savaşına girdiğinde batılı ülkelerin yardımına muhtaçtı, Almanya karşısında tutunamıyordu.

1917'de, Devrim olduğunda, devletin  refahı açısından biraz toparlanır gibi oldu. Ülkenin aklın alabileceğinden çok daha fazla geniş olması kaynakları ile birlikte zorlukları de içinde barındırıyor. Örneğin, tek bir ülke olarak Rusya'da 8 ayrı zaman dilimi var. Yani  ülkenin bir ucu diğer ucundan 8 saat farklı bir zamanda yaşıyor. Ben uçakla Sibirya üzerinde uçtum. Yerde karlı topraklar, ormanlar, nehirler ve petrol kuleleri vardı. 9 saat aynı bir ülke üzerinde uçmak ne demek düşünebilir misiniz?

1945'te, 2. Dünya Savaşında ise 20 milyondan fazla vatandaşını kaybetti. Bunun bedeli çok ağır oldu ve belki bugünlere gelmesinin sebeplerinden biridir. Savaştan sonra bir türlü toparlanamadı. Aynı zamanda ABD ile mücadele etmek durumundaydı.

1962 Küba krizinde ABD’ye tavizler vermek zorunda kaldı. ABD verdiği sözleri yerine getirmedi ve bunun karşısında bir şey yapamadı. Küba’dan nükleer başlık taşıyan füzelerini çekti ama ABD’nin Türkiye’de bulunan ve Sovyetleri hedef alan nükleer başlıklı füzeleri kaldı. Şaşırdınız mı? Evet günümüzde bu füzeler halen Türkiye’deki ABD üslerinde bulunuyor.

1980-1989 dönemi de Rusya için aynı devrim dönemi gibi değişim ve bir felaket dönemi idi. 1917’de nasıl St. Petersburg’da Bugünkü adı Hermitaj olan kışlık saray kendi ülkesinin vatandaşları tarafından bombalandıysa bu dönemde de Moskova’daki Parlamento binası bombalandı. Ama sular bir türlü durulmadı.

Rusya -her emperyal ülkenin olduğu gibi- tarihinin her döneminde problemliydi. Günümüzde sistemli ve bilinçli olarak petrol fiyatının düşürülmesi, Rusya’nın ekonomisine büyük zarar veriyor. ABD'nin ilerlemesi  karşısında kendisini korumaya çalışıyor ama başaramıyor. Kaybettiği yerler olarak Suriye’den önce Irak’ı ve Mısır’ı ve Libya’yı anmak gerekir. Eskiden buralarda Sovyet danışmanlar vardı ( Çok daha eskiden Türkiye’de de Sovyet danışmanlar vardı. Osmanlı zamanında da devlet içinde etkinliği vardı). Avrupa’daki eski doğu bloku ülkelerini, Orta Asya’da Gürcistan’ı Afganistan’ı kaybetti. Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan ABD’ye göz kırpıyor. Az kalsın unutuyordum, en önemlisi Ukrayna'yı kaybetti.Rusya Federasyonu içindeki Çeçenler gibi uluslar sorun çıkarıyor. Rusya’nın göstermelik de olsa sosyalist görüntüsünden çıkmasıyla ABD ile olan çelişkisi ve rekabeti iyice belirginleşti. Rusya elinde tuttuğu cepheleri birer birer kaybediyor. O yüzden Suriye’den de çıkmayı göze alamaz. Köşeye sıkışan birinin son hamle olarak saldırması gibi olmadık bir harekette bulunabilir. Bu da dünya için felaket olur.

Rusya-Türkiye ilişkileri tarih boyunca zaman zaman iyi zaman zaman kötü olmuştur. Devrimden önce Rusya ile Türkiye 22 kez savaşmış, 21'ini Rusya kazanmıştır. O yüzden Karadeniz'e çıkabildiler, Kırım'ı Sivastopol'ü alabildiler. Buna karşılık devrim sonrası Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında Rusların büyük yardımı olmuştur. Özetle barış antlaşmasıyla Doğu sınırlarımız garanti altına alınmış, burada hazırlık yapılabilmiş, aynı zamanda Oradan ve başka ülkelerden gelen maddi yardım elimize ulaşmıştır. Bunlar tarihi belgelerle sabittir. Arzu edersek ve onlar da arzu ederlerse Rusya ile barış içinde yaşamak mümkündür. Ama aksi de mümkündür.

Rusya çok büyük bir güçtür, bunu kabul etmek lazım. Uçak krizinde Türkiye’nin NATO’ya sığınması boşuna değildir. Ben bir lise öğrencisiyken Yurttaşlık Bilgisi dersine gelen Yüzbaşı bize bir şeyler anlatmıştı. Rusya o zamanlar Sovyetler Birliği idi. Dedi ki: “Bir savaş çıkması durumunda Türkiye’nin Sovyetler karşısında 1 gün dayanması, müttefiklerimiz için yeterli olacaktır.” Bu söz beni bir fikir sarhoşluğuna sürüklüyor. 1 gün dayanabilmek ne demek? Demek ki Türkiye Sovyetler karşısında bir savaş halinde 1 gün bile dayanamama durumundadır.

Tabi nükleer bir savaştan söz ediyorum.

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..