Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '08

 
Kategori
Futbol
 

Ne Olimpiyattı ama !

Ne Olimpiyattı ama !
 

Pekin Olimpiyaları geçerçekten müthişti. Özleyeceğiz...


Günümüzde yapılan Olimpiyatların kesin tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, eldeki bilgiler ve rivayetlere göre, Olimpiyatların tarihinin MÖ XIV. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Hatta kazılarda çıkartılan eserlerden elde edilen bilgilere göre de, ilk oyunların Yunanistan'ın Olympia yöresinde başladığı tahmin edilmektedir. MÖ 776 yılından itibaren ise oyunların tarihi kesin olarak tutulmaya başlanmıştır. Tanrılar hatta Tanrıların tanrısı Zeus adına yapılan ilk oyunların gelenekselleşmesi ile tüm Roma imparatorluğunun sınırları dahilindeki topraklara yayıldığı bilinmektedir. Anadolu’da da muhtelif antik olimpiyat oyunları yapılmıştır. Hatta bu oyunlarında yapıldığı tarihi bir stadyumun da hemen hemen tamamının çıkartıldığı kalıntısını da <ı>(Karaca İlçesi, Geyre köyü, Aphrodisias Antik Kenti içinde bulunmaktadır) bizzat görme imkânım oldu. Antik Yunan’da önceleri tanrılar, sonraları krallar adına yapılan Olimpiyat oyunları Fransız soylusu Pierre Frèdy, Baron de Coubertin tarafından 19. yüzyıl'ın sonlarında modernize edilmiştir ve modern dünyada dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonu haline getirilmiştir. her ne kadar, Antik Olimpiyat Oyunları'nın ilk 600 yılı içinde, Yunan günlük hayatının vazgeçilmez unsuru olan kölelerin yarışmalara katılmasına izin verilmemiş, katılacak yarışmacıların tamamının Yunan kanından gelmesine özen gösterilmiş olsa da, bugüne kadar birçok ülkede düzenlenen, bu oyunların tüm dünya ülkelerini ve halklarını kapsayacak şekilde yapılması planlanmış ve o doğrultuda gitmektedir. Zaten olimpiyatların o meşhur, birbiri içine geçmiş beş halkası da 5 ana kıtayı simgelemektedir.

Olimpiyat Oyunları'nın yaz sporlarını içeren ve daha iyi bilineni olan Yaz Olimpiyatları, 1896'dan beri Dünya Savaşları istisnaları hariç her dört yılda bir yapıla gelmiştir. Kış Oyunları ise 1924'te yapılmaya başlanmıştır ve 1994'ten beri Yaz Oyunlarının yapıldığı yıllardan iki sene sonra yapılmaktadır.

Türkiye uzun zamandır Olimpiyat oyunlarda; Atletizm, Atıcılık, Bisiklet, Boks, Binicilik, Halter, Eskrim, Güreş, Judo, Okçuluk, Kürek, Tekvando, Yüzme, Yelken, Futbol ve Basketbol branşlarında yer aldı. İlk kez 1908 yılında resmen oyunlara katılan Türk sporcular, oyunlarda bugüne dek 33 altın, 16 gümüş ve 15 bronz olmak üzere, toplam 64 madalya kazanarak genel madalya klasmanında 29. sırada yer aldılar. Türkiye’nin kazandığı 33 altın madalyanın 27’si güreş dalından gelirken, güreş dışındaki 6 altın madalyayı ise haltercilerden Naim Süleymanoğlu, 1988’de Seul, 1992’de Barcelona ve 1996’da Atlanta, Halil Mutlu da 1996’da Atlanta ve 2000’de Sydney, judocu Hüseyin Özkan da 2000’de Sydney’de getirdi. Türkiye Cumhuriyeti olarak katıldığımız ilk Olimpiyatta yer aldığımız Güreş branşındaki ilk madalyamızı 1936 yılında Berlin’de düzenlenen olimpiyatlarda Yaşar Erkan ile kazandık. Aynı zamanda Güreş Türk Olimpiyat tarihinde en fazla madalya kazanan branş olarak tarihte yerini aldı. İlk bronz madalya da yine aynı yıl Belin’de Mersinli Ahmet Kireççi ile kazanılmış.

Şimdi, biraz daha günümüze gelirsek eğer; 2004 Atina oyunlarında toplam 9 madalya alan Türkiye, 2008 Pekin olimpiyatlarında 8 madalya ile çöküşün sinyallerini veriyor. O zamanın da spor bakanı olan M. Ali Şahin 2004 oyunların değerlendirmesini yaparken : “Türkiye olarak olimpiyatlarda başarılı olamadık. Eksiklerimizi de net bir şekilde gördük" dedi. Atina'da Türk sporunun röntgenini çektiklerini belirten Şahin, "Türk sporunu başarılı olarak görmek mümkün değil. Aldığımız 9 madalya bir başarıdır ama milletimizin beklentisi bu değildir. 10 branşta mücadele edebildik. 2008'e ciddi hazırlanmak zorundayız. Sydney'de 5 madalya alan Türk sporu, Atina'dan 9 madalyayla dönüyor. Bu nispi olarak başarı olarak gözükebilir" diye konuşmuş. Fazla değil yalnızca 4 yıl sonra, en büyük umudumuz halter’de sıfır çekerken, ikinci umudumuz güreşte yalnızca 1 altın madalya, toplamda 8 madalya ile dönüyoruz. O da devşirme sporcularla !..

Sayın Başbakan’ın Olimpiyatlara ilişkin serzenişleri haklıdır. Aynı fikirdeyim. Kimse 90 ülke arasında 37. olduk diye kendini başarılı olduğunu düşünmesin. Elin oğlu tek başına 8 altın madalya alırken, onlarca sporcuyu ta Pekin’e götürüp de, üstelik iddialı olduğumuz alanlarda bile madalya almadan geri dönüyorsak, bunun adı; güreş bitmiştir, halter bitmiştir, boks bitmiştir. Bitmişizdir. Bunun adı, BAŞARISIZLIK ve FİYASKO’dur. Benim anladığım budur.

Müthiş bir teknolojik hazırlıkla görsel şovlarla açılan olimpiyat oyunları, yine aynı büyük başarı ve görsel şov ile geçtiğimiz günlerde kapandı. Yine göz doldurucuydu. Akılda kalan çok şey vardı ve ev sahibi Çin, olimpiyatı organize etmenin üstesinden fazlasıyla gelmiş ve oyunların 100 madalya ile ikinci en çok madalya alan ülkesi (51 altınla 1.) oldu.

Bir olimpiyat böyle düzenlenir. Düşünüyorum da, bu olimpiyatı biz düzenleseydik acaba ne kadar başarılı olurduk ? Bir de, ev sahibi olarak 8 madalya da kaldığımızı bir düşünsenize !.. Seni özleyeceğiz Pekin !!

? Olimpik madalya sayısı

Altın

Gümüş

Bronz

Toplam

1.

Çin

51

21

28

100

2.

Amerika Birleşik Devletleri

36

38

36

110

3.

Rusya Federasyonu

23

21

28

72

4.

İngiltere

19

13

15

47

5

Almanya

16

10

15

41

37.

Türkiye

1

4

3

8

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..