Ne olursan ol, GEL!!!

Bir dünya kurmalıyım.
Doğduğum günden başlayan, kıyamet dedikleri güne kadar süren...

Öyle bir dünya kurmalıyım ki,
inanç kelimesinin anlamlı olduğu, mahşer yerinde, verilecek hesapların olmadığı...

Öyle bir dünya ki, gün geldiğinde ve ben sorduğumda...
_Söyleyebilecek bir şeyin var mı?
-utandım, arlandım, yaşadım, yaşattım
Cevapları verilen.

Bir dünya ki, kimsenin kimseyle hesabı olmasın, ahını almasın.
Öyle bir dünya olmalı ki, yaşarken yaşatılsın...
Gördüm, duydum, bildim.
Bendim, sendim.
Senim.

Bir dünya olmalı. Birbirimizi anladığımız, canlıyı sevdiğimiz. Can verdiğimiz, canımızı verdiğimiz.
Ayıklamalı
Bıkmadan usanmadan ayıklamalı
Utanması olmayan
Sahtekar düzen yaratıp, sahtekarca yaşanan, pis pis sırıtışın altındaki ruhu arıtan...
Arındırmalı.
Yorulmadan, vazgeçmeden arındırmalı.
Konuşmayı bilmeyen, insanlıktan anlamayan, insan olmaya tövbe etmişlerden...

Bir dünya kurmalıyım.
Ayıklanmış, arınmış...

Ölüm yaşlanınca gelmeli. Gülen yüzler birbirine 'merhaba' demeli.
Çocuklar yaşamalı, dolu mide ile uçurtma uçurmalı.
Uçurtmanın ipleri, pis suratlara takıldığında, çocuk gülmeli, surat erimeli...
Kadınların saçları uçuşmalı, ona kalkan el, havada donmalı...
Erkeklerin yoksulluktan gururları kırılmamalı. Başları dik olmalı.

Öyle bir dünya kurmalıyım ki;
Güneş soldan doğacak, sağdan batacak.
Benim her baktığım yer aydınlık
Senin her baktığın yer, karanlık olacak.
Ben dünyayı ısıtırken, sen soğutmaya çalıştığın dünyaya bakakalacaksın. Ama karanlık ya, göremeyeceksin. Aynada kendi yüzünü göremediğinde, kötülüklerin aklına gelecek.
Pişmanlık içini kemirdiğinde, vazgeçtiğinde, insan olmaya karar verdiğinde...
Ben yine de sana 'Gel' diyeceğim. Gel...
Ne olursan ol, gel.