Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ne oluyor bize?

Neler oluyor böyle ülkemde?

Biz insanlar nereye doğru gidiyoruz? Bir kitlesel cinnetin eşiğindeyken yaşananlar bu cinnetin gerçekleştiğini gösteriyor bana.

Maçlara savaşa gider gibi hazırlananlar, birbirlerinin kanını dökmekte herhangi bir sakınca görmüyor. Devletimin polisi, hiçbir şey gözetmeden biber gazını kullanıyor vatandaşı üzerinde. Alt geçitlerde taksitle kuru sıkı silah satılıyor ve daha sonra bu silahlar yine taksitle gerçeğe çevriliyor. İnsanlar öldürülüyor ve ortada bir suçlu görünmüyor.

Yılbaşında Taksim'e giden bir genç kaza kurşunu ile can verirken, bir çorbacıda küfürlü konuşan gençleri uyaran yirmi beş yaşındaki kişi bıçaklanarak öldürülüyor.

Yetmiyor, yol vermeme tartışmasından başlayan olay yüzme bilmeyen iki kişinin denize atılarak boğulması ile son buluyor.

Kızlar, erkek arkadaşları yüzünden birbirlerine saldırırken, erkekler sevgilileri için cinayet işliyor. Lise öğrencisi, emekli maaşını almak için büyükannesini öldürüyor. Diğer taraftan bir başka cani, bir kadına tecavüz edip onu yakarak öldürüyor.
Namus uğruna cinayet işlediklerini iddia edenler varken bu ülkede şimdi de vatan uğruna cinayet işleyenler çıkıyor. Yazılarını beğenmediği bir yazarı öldürenler, verdiği kararı beğenmediği bir hakimi adliye binasında darp ediyor.

Yetmiyor, verdiği bir karar yüzünden yüksek yargı organlarından biri basılıyor ve katliama varabilecek bir hayvanlık yapılıyor.

Cinayet işleyenler kahraman ilan ediliyor, ölenler ise öldükleri ile kalıyor. Herkes, her an bir cinayet işlemeye hazırmış gibi yaşıyor hayatını. Son günlerin favori cümleleri ise "katil olmam an meselesi" ve "öldüreceksin böylelerini" olarak tarihe geçiyor.

Bir kitlesel cinnet yaşanıyor memleketimde, bir çoğu da sudan sebepten. Güvenlik sorunu var şeklinde bir bahane uyduruyor halkım ve bu bahaneye sığınarak kendi güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Silah alıyor... Adalet sistemi yetersiz bahanesini buluyor ve bu bahaneye sığınarak kendi adaletini sağlamaya çalışıyor. Aldığı silahla karşısındakinin cezasını kendi veriyor.

Bir ülkeyi sevmek ve o ülke için birşeyler yapmak ölümle sonuçlanabiliyor bazen. Anayasal düzeni yıkmak istedikleri iddia edilen gençler idam ediliyor ülkelerini sevdikleri halde.

Yıllar yılı yaşanılan toplumsal travmalar kitlesel cinnete dönüyor. Öfkelenen silaha sarılıyor. Üzülen silaha sarılıyor. Derdi olan silaha sarılıyor. En komiği sevinen silaha sarılıyor. Bir de yeni bir cinayet türü çıkıyor ortaya: Maganda cinayeti. Yani bir düğüne, takımınızın galibiyet sevinmeye, ya da yılbaşını kutlamaya bir yere gidiyorsanız dikkatli olmak zorunda kalıyorsunuz. Patlayan bir silahtan çıkan mermi sizin son anınız olabiliyor. Arkanızda üçüncü sayfa haberi bırakarak terk ediyorsunuz bu dünyayı.

Kitlesel bir cinnet getiriyoruz ve tesadüfen yaşıyoruz artık. Ne bu satırları yazanın ne de okuyanın yarın tekrar burayı ziyaret etme gibi bir garantisi olamıyor. Artık değişmeli bazı sloganlar ve denmeli ki:

YARINLAR ÖLMESİN...

 
Toplam blog
: 2
: 473
Kayıt tarihi
: 09.02.07
 
 

1982 yılında doğdum. İlköğretim ve liseyi Ordu’da okudum. Şu an hala Marmara Üniversitesi Hukuk Fakü..