Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '15

 
Kategori
Deneme
 

Ne yaparsan yap...

Ne yaparsan yap...
 

ınt


Başka insanlarla ilişkilerimizde geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler ya da bazen onlarla ilgili beklentilerimiz, onları kaybetme korkumuz, bağımlılığımız gibi durumlar bizimle o kişi arasında görünmez bağlar oluşturur.
Arada sırada belki çoğunlukla gülümsememize neden olurlar, iyi bir sırdaş olurlar. İçini sadece bize açarlar ve beni sorgulamak yerine anlamaya çalışıp; Neden ve niçinlerle gözlerime bakmayıp, yalnızlığımı paylaşmaya çalışırlar…
Sevgide de olduğu gibi hesapsız kitapsız en önemlisi beklentisiz yaşanmalı her şey. Çünkü ancak o zaman hayatın keyfine varabiliyorsunuz... Zenginlik para pul, şöhret veya mal varlığıyla değil içinizdeki gizli mutlulukla, huzurla ölçülmeli. Önemli olan en karanlık an da bile yaşanan her türlü sıkıntının, olumsuzluğun gelecek güzel günler habercisi olduğuna inanmak ve pozitif düşünmek. Ancak gerçekten inanan ve gerçekten hayal kuran insanların daha kaliteli bir hayatı oluyor. Ben sizin gibiyim, dışarıda gördüğünüz tanımadığınız herhangi bir insan da sizin gibi... Ben de, o da en az sizin kadar hayat mücadelesi veriyoruz, en az herkes kadar düştüğümüz, umutsuzluğa kapıldığımız zamanlar oluyor. Ama ben her zaman o yaşadığım karanlığın ertesi sabahının çok aydınlık olacağına inanıyorum ve öyle de oluyor.
İsteğinizi yürekten isteyin, sonra unutun.
 
Yaşadığınız her şeyi şükranla kabul edin, minnet duyun ve akışına bırakın hayatı. Meydan okurcasına dalga geçin hayatla…
Sabrın sonu ise meçhule kalkan gemi gibi muallakta. Zaman öğretmiştir kadına
yüreğini dizginlemeyi frenleri sinirlerinden sağlam. Sabrı sonsuz, yüreği taştan. Artık kimseye yüreğimin taşlarını sök demez.
Artık hiç kimseden aşk dilenmez
Beklentisiz sevmeyi öğretmiştir hayat ve korkmaz artık ne güzel bakandan ne deli gibi atan kalbinden.
Yüreği süt dökmüş kedi gibi söz dinler... Her şeyden daha sağlamdır frenleri.
Yıllar sonra bile yeniden hatırlasa aşkı kısmet der gülümser. Bilir ki nasipten öte yol yok. Bilir ki çabalamak yersiz, beklenti gereksiz. Aşkı hatırlamış olmanın keyfi vardır sadece. Teşekkür eder hatırlatana, bilir ki karşısındaki de ya yaralı ya hala tutsak ya da incinmekten korkar.
Anlar onu hiç konuşmadan.
 
Hani sorsalar, geçmişte hangi zamana dönmek istersiniz diye, sanırım çoğumuz o çocukluk yılları diye başlarız söze. Mesela, babanızın o adamlık dolu sesini özlersiniz, o çocuklukta kalan evin neşesini özlersiniz. Çünkü avuçlarınızda izi kalmıştır, şefkatini parmak uçlarında bile taşıyan bir baba elinin… Çünkü herkesten her zaman daha sıcaktır ve onun gibisi bir daha asla bulunamayacaktır gölgesinin… Çünkü büyüdükçe anlaşılacaktır ki, hayat onlarsız çok acımasız, baş omuzsuz, dertler çaresiz ve onlar yokken yanında, insan hiç olmadığı kadar kimsesiz. İşte bu yüzdendir ki; insanın geçmişten özlediği ne mahallesi, ne sokakta oynadığı arkadaş sesi, ne de dünyayı umursamayan gülümsemesi. Bir insanın geçmişte özlediği; kendisini o evinin kapısının arkasında bekleyen…
Bunun içindir ki sarıp sarmalayın sevdiklerinizi…
Sarılmak mutluluğu ikiye katlamak, acıyı ikiye bölmektir.
Hüzün beyaza götürür... Sarılmak iyileştirir... Dokunmak sevmenin vazgeçilmezidir. Her gözyaşı bekleyen sevinçlerin habercisidir. İçinde kin olmayan, öfkesiz sabrın adı olgunluktur.
Sevdiklerinizle sarıp sarmalandığınız anlarınız çok olsun.
 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..