Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ne yapıcez?haddimizi bilicez...

Ne yapıcez?haddimizi bilicez...
 

Bilgelerin en bilgesine sormuşlar.. en iyi neyi bilirsin?



Dünyadaki tüm bilgelerin "en" bilgesine sormuşlar:

"En iyi bildiğin şey nedir?"

Bilge ne demiş,

Demiş ki: "haddimi bilirim..."

Durup kendimizi dinlememiz ve ağzımızdan çıkanı kulağımızın duyması gereken yer işte orasıdır.. sınırlarımızın, hudutlarımızın olduğu yerdir.. aşılması durumunda tehlike sinyalleri yanmaya başlar ilişkilerimizde ve ona göre tavır koyarız..

Had'dini bileceksin... ona göre konuşacak, bir konu hakkında "varsa" fikirlerini söyliyeceksin. Söylerken de " nacizane" diyerek altını çizerekten söyliyeceksin:)

Maalesef günümüzde "had" sınırının nerede başlayıp nerede bittiğini bil(e)meyenlerden dolayı devamlı bir "sınır ihlalleri"ne şahit oluyoruz hemen hemen her konuda uzmanız hatta herşeyi doğuştan biliriz(!) ressamız, doktoruz, yazarız, çizeriz, çabucak pişeriz.. durup düşünmeden konuşuruz bu yüzden de. Konu hakkında her türlü donanıma sahip oluruz birdenbire (!) haddimiz aşarak ahkam kesmeye başlarız...

İyi birşey yapıldığında hemen ortaya atılaraktan kıyasıya, acımasızca eleştirilerimize başlarız. "hadi bakalım" denildiğinde de kalakalırız.. Had'dimizi bilme özürlüyüz amma.. "had bildirme" konusunda da uzmanız.

Her nedense asıl konuşması gereken kişiler de hep susarlar.. bir köşeden izlerler.. susmaları onların had'lerini bilmelerindendir bana göre..


Ünlü bir ressam, eserlerinin sergilendiği galeride kim oldugunu belli etmeden dolaşıyor, ziyaretçilerin yorumlarını ilk elden almaya çalışıyormuş. Sergide her yaştan ve her sosyal sınıftan davetliler varmış.. Bir ara en begendiği tablolarlardan birinin önündeki yaşlı adama takılmış gözleri. Adamın, önünde durup dudak bükerek birşeyle mırıldandığını görmüş.Söz konusu resim bir süvariyi canlandırıyormuş.Merakla yaklaşmış ve sormuş;

-Beyim, demiş.. sanırım resimde beğenmediğiniz birşey var! sorunun ne oldugunu ögrenebilir miyim acaba? Bu resmi ben yaptım da..

Adam.. kendinden emin konuşmaya başlamış resime bakaraktan.

- ben kırk küsur yıllık çizme ustasıyım. Resimde hatalar var.Süvarinin çizmeleri gerçeğe hiç uymuyor. Mesela; şu gördüğünüz kıvrım.. daha aşağıda olmalıydı. Topuk kısmı da sanki ölçeksiz çizilmiş.

Ressam adamın sözünün bitmesini bile beklemeden izin isteyip gitmiş ve biraz sonra fırçaları ve boyalarıyla geri dönüp yaşlı adamın söylediği hataları düzeltmeye başlamış.Çünkü çizmeler gerçekten de hatalıymış.sanatçı daha işini bitirmeden, çizme ustası konuşmaya başlamış;

- Bu süvarinin kalçaları da biraz uzun çizilmiş...
Ressam derhal sözünü kesmiş adamın.

- Yok, demiş.. çizmedeki hatayı gösterdiniz, biz de mesleğe saygı adına anında düzelttik ama lütfen çizmeden yukarı çıkmayın...


Bir de kabak ve Çınar hikayesi var onu da bilirsiniz.

Ulu çınarın yanında yetişip, kısa zamanda onun boyuna erişen kendini 82 yıllık çınar ağacı ile kıyaslayan ve sonbahar geldiğinde de giderek ölmeye başlayan.. ne oldugunu anlayamadan yok olup giden "Kabak" hikayesi..

Ne yapıcaz?.. Çizmeyi aşmadan... kabak hikayesine dönüşmeden had'dimizi bilicez..
 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..