Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Ne yazsam... Ne yazsam...

Ne yazsam... Ne yazsam...
 

Şimdi bir oyun OynuYorum: Ben "mahsusçuktan" yandaş bir gazetede çalışan sıradan bir köşe yazarıymışım. Meselâ yani... Öyle bir hayalim de niyetim de yok çok şükür. Ve diyelim ki yarına yetiştirilmek üzere güncel bir köşe yazısı yazmam gerekiyormuş...

Şimdi ben sesli düşünerek, aklımın tâ içinde birbirinin üstünden atlayan sayısız düşünceyi kaleme almaktayım:

Ne yazsam... Ne yazsam... Öyle bir şey yazmalıyım ki, yandaş medyanın mensubu olmakla suçlanmamakla birlikte, ayyaş çapulculardan olduğumu da çaktırmamalıyım...

Meselâ başbakanın zamansız yurt dışı gezisini yorumlasam... Olmaz çok tehlikeli... Meydanlara dökülen binlerce halkın gözünden olayları kaleme alsam, yediğim biber gazının bana ne hissettirdiğini anlatsam... İşimden olurum, eve ekmek nasıl götürürüm? Buldum! Facebook hesabımda kısa kısa durum bildirimleri şeklinde yazdığım sivri yorumları derlesem müthiş olur. Ama o zaman da direk Silivri'de alırım soluğu...

Ne yazsam... Ne yazsam... Polisin halka karşı kullandığı orantısız güçten bahsetsem olmaz. Onlar da emir kulu, talimat neyse onu yerine getiriyorlar. Gerçi vahşice saldırmak gibi bir talimat almamışlardır. Polis var, polis var yani. Şimdi her polis aynıymış gibi genelleme yaparak kurunun yanında yaşı da yakmak olmaz.

O zaman TV kanallarının ve gazetelerin olaylara bakış açılarından (aslında "bakmayış" açılarından!) bahsedeyim bari. Oooo meslektaşlarım hiç düşünmeden ipimi çekiverir maazallah... Tencere-kapak-kepçe üçlüsünden söz etsem o hiç olmaz...

Ne yazsam... Ne yazsam... GFB'den bahsetsem (yeni açılımıyla Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş) nasıl da birleşip şaşırtıcı ve müthiş şekilde dayanışma halinde olduğunu, sağın-solun, gencin-yaşlının, maçonun-eşcinselin, açığın-kapalının bir arada omuz omuza durup direnişe katkıda bulunduklarını anlatsam... Biber gazına maruz kalanlara herkesin canla başla yardım ettiğini, sonra herkesin etrafa yayılan çöpleri nasıl temizlediğini de anlatamam... Eee, ben ne yazacağım?

Eveeet, başbakanın olaylarla ilgili çarpıcı yorumları ve kullandığı üslubu ele alayım... Amaaan sonra halim duman!

Sosyal medyanın o "başa bela" olan "tehlikeli" gücünü yazayım mı? Olmaz, ben de sosyal medyayı etkin bir şekilde kullananlardanım, olmaz!

Sanatçıların Taksim direnişine verdikleri desteği mi anlatsam acaba? Hmmm bu konu da çok yazılıp çizildi, o da olmaz. Ana muhalefetin ve diğer siyasetçilerin "bol laf az icraat" olan içler acısı hallerini yazayım mı? Yok, o iş de çok riskli...

Ne yazsam... Ney yazsam... Resmen kalemim tutuldu. Sahi ben neden  bu gazetedeyim ki hâlâ?! Offf, ekmek kapısı da ondan!

İyisi mi ben suya sabuna dokunmayan bir konu seçeyim. Aaaaaa, Bülent Arınç şu an tüm kanallarda! Altta da "Arınç direnişi haklı buldu" yazıyor! Yok canım, içine başkasının ruhunun girmesi lazım böyle demesi için. Ben şu işin aslını bir dinleyeyim de, sonrasında unutulmaz bir yaz tatili için göz önünde bulundurulması gereken şeylerin bir listesini yapayım da onu yazayım!

Ya, işte böyle. Görsel ve yazılı medya sizlere ömür. Her şeyden haberi olup da üç maymunu oynamaya çalışan medya elemanları gibi yapıp bakalım nasıl oluyor diye görmek istedim.

Halen yayın akışına aynen devam eden TV kanalları, ve magazin haberleriyle uğraşan gazeteler olduğu sürece medyadan bir halt olmaz. Bu olayları yazanlar da elleri titreyerek yazıyorlar birkaç basın organı dışında. Bir tanıdığımın dediği gibi, "tek kanallı döneme geçiş" gibi bir şey oldu. Gerçi hâlâ yemek programlarını, evlendirme programlarını, magazin haberlerini ve dizileri gözünü kırpmadan izleyenler var. Daha birinci ve ikinci köprünün adını bilmeyen İstanbullular var. Ama her şeyden haberdar olan öyle biliçli bir kesim var ki, o öyle güçlü bir halk ki!!! Kuyruğunu kıstırıp kaçan mı dersiniz, yiğitliğe (çok afedersiniz) şey sürdürmeyip korkusunu gizleyerek meydan okuyan mı dersiniz; hepsi halkın gücüyle gerçekleşti biliyor musunuz siz?

 

 

 

 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..