- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
Ne Zaman Biz Seçeriz?
www. milliyet.com.tr/22.04.2007-Arşiv
Sanki insanlar, sadece tercihler için yaratılmış bu hayatta. Tercih etmek veya tercih edilmek için. Hayatımızın önemli bir kısmını, yaptığımız tercihler oluşturmakta: Liseden sonra okuyacağımız bölümden, gideceğimiz üniversiteden tutun da; üniversiteden sonra çalışacağımız işe ve dahası hayatımızı birleştireceğimiz insanın seçimine kadar.
Ama insanlar, kimi zaman yanlış tercihlerinin kurbanı da olabilmektedirler. Büyük bir aşkla başlayıp, şiddetli geçimsizlikle biten evliliklerden, uzun süren bir arayışın ardından buldukları işlerinde, yaptıkları kariyerlerinde bir türlü mutluluğu yakalayamayan insanlara kadar…
Sahi, her çalışan için hayat, gerçekten de tozpembe midir?
İş görüşmelerini bilirsiniz. Hayatımızın en az sınavlar kadar sinir, stres ve kaygı dolu anlarından birisi de; yaptığımız iş görüşmeleridir. Ve o iş görüşmelerini başarıyla geçip, işe başlamaya hak kazananlar; bir anlamda “nitelikli” insanlardır. Aslında iş görüşmelerinin ve işe alımların kendine özgü bir boyutu vardır: Seçme hakları vardır sizi mülâkata çağıran insanların. Sizi seçerler. Bir iş başvurusunda bulunup, mülâkatın sonunda da o pozisyona girmek; tamamen seçili özelliklerimizin bir sonucu olmaktadır.
Neredeyse bütün iş ilanlarında aranan ortak özelliklerdir; prezentabl, dışa dönük ve iyi bir görünüşe, diksiyona sahip olmak. Ve iş görüşmelerinde bu özelliklerimize göre seçiliriz. Bir de bazı iş görüşmelerinin başvuru formlarında çalışmak istediğimiz departmanlara ve almak istediğimiz ücrete dair sorularla karşılaşır, cevaplar, ama sonuçta pozisyonumuza, çalışacağımız yerin ücret politikasına göre belirlenecek bir ücrete razı olmak durumunda kalırız.
Keşke bugüne kadar daha prezentabl ve dışa dönük bir eğitim almış olsaydık. Belki böylece daha nitelikli ve seçkin mezunlar verebilirdi üniversiteler.