Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '15

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Ne zaman öleceğimizi vücudumuzun durumu belirler; vücudumuz ne zaman ölürse biz de o zaman ölürüz

Ne zaman öleceğimizi vücudumuzun durumu belirler; vücudumuz ne zaman ölürse biz de o zaman ölürüz
 

Bu konu hala böyle değil. İnsanların çoğu böyle inanmıyor, gökten işaret bekliyor. "Vadem yettiyse ölürüm" düşüncesi insanların kendilerine bakmamalarına neden oluyor. Bu "vade" konularından sıyrılsak şu andakinin iki katı daha fazla vücudumuza özen göstereceğiz. Ölümü vadeye bıraktığımız için erken ölüyoruz.
 
Bir de bu konular bizim konumuz değilmiş, bizi aşar, bizden çıkmış , ilahi güçlerin işi, elimizden bir şey gelmez tarzlarında başını önüne eğip çaresizce ağlamaklı kabul halimizi çok yadırgıyorum.
Bazen hiçbir yanlış yapmadığımız halde hastalanıyoruz,ölüyoruz. "Niye benim başıma geldi" Bunca dikkat etmiş, sağlığına özen göstermiş, elin adamı hiç umursamaz hastalık seni bulur, ona bir şey olmaz. İşte burada bir çaresizlik var. Çözümün elinizde olduğunu biliyorsunuz. Hayatınız kontrolünüz altında. Ölüm, hastalık isterseniz başınıza gelir isterseniz gelmez. Evet, böyle sanıyorsunuz ama tabii ki de değil.
 
En azından hastalığa yakalanma ve ölümün  kendine dikkat etmeyenlere göre daha az olması gerekir. Hani yaşadığınız hayata bakarak uzun yıllar sağlıklı yaşayacağım diyebilirsiniz. Ama olmuyor, biz de yakalanıyoruz. İnsanların burada yanıldıkları nokta şu. Çevrenize bakmıyorsunuz. Onlar tavuk gibi ölüyorlar sizler arada sırada.
 
Hiç  olmasın, hiç olmamalı... Bunca dikkat ediyorum. Vücudumuzun kimya olduğunu unutuyoruz. Kimyayı kontrol etmek mümkün değildir. Ne takdir ne bir şey,  şans gibi bir şey; size rastlıyor. Şansın karşısında herkes eşittir. Bir de elbette vücudunuzun yapısı önemli. Hastalık yapacak hassasiyetlere sahipseniz kolonya koklasanız bile kanser olabilirsiniz.
 
Ve genetik...Kader gibi...Dikkatli olarak genetiğin önüne geçilir ama bir dereceye kadar. En iyisi evlenirken eşinizi bu yönden incelemek. Ailesinde hastalık varsa çocuklarınızda da olacaktır. Genetik sorunu olanlar ayrı bir sağlık formasyonuna tabi tutulmalı. Biliyorum, bunlar saçma sözler ama gerçek; yani bu böyle...
 
Dikkat ediyor musunuz artık fazlaca vadeden bahseden yok. İnsanların bilmediği diğer konu ne yaparsanız yapın sağlığı tamamen kontrol altına alamazsınız. Ben 100 yaşına kadar sağlıklı yaşayacağım dersiniz, gereğini yaparsanız bu da olur. Ama herkes için olmaz; çünkü herkesin durumu aynı değil. Ne yapsa en iyi olamayacak durumda insanlar var. Ama nolur sağlıklı yaşamla biraz ömrünü uzatır, hayat kalitesini artırır.
 
Yani tüm argümanlar bir araya gelince sizin vücudunuz diyelim 60 yaşında ölecek bir vücutsa bu yaşta ölürsünüz. Siz 100 yaş hayalleri kuramazsınız. Sizin çabanız treni bu istasyona götürmek olmalıdır. Çünkü daha önceki istasyonlarda da tren hareket etmeyebilir. 
 
Ne zaman öleceğinizi anlamak için vücudunuza bakın. Burada önemli bir şey de şu: Vücut hem çok zor hem de çok kolay ölür. Bazen ne yapsanız ölmezsiniz bazen de bir fiskede gidersiniz. Nedenini tıp bulsun. Vücudunuzu elinizdeki bir eşya gibi, bir araç, makine gibi düşünün. Örneğin evlerimizdeki buzdolabı. Bazen çok iyi, bazen çalışmıyor, bozuluyor...İyi bakar dikkatli kullanırsanız kullanma süresini uzatıyor, iyi randıman alıyorsunuz.
 
Birde muayene ve tedaviler buzdolabını tamir ettirmek gibi...Tamir olunca buzdolabı noluyor? Çöpe atmıyor biraz daha kullanıyorsunuz. Ya da "bunun işi bitmiş" diyorlar, çöpe atıyorsunuz.  Sağlık muayene ve tedavileri sizi kurtarmaz, yeniden yaratmaz. Tıpkı tamir ettirdiğimiz buzdolabı gibi hani tamir ettirdikten sonra üç beş yıl daha kullanıyoruz ya muayene ve tedavi de ömrümüzü uzatır, yaşam kalitemizi artırır. Yani muayene ve tedavi olduk hayat yeniden başladı diye bir şey yoktur. 
 
Vücudunuza çok iyi bakacaksınız; ama bu sağlıklı uzun yıllar yaşayacağınız anlamına gelmez. Sağlık lastik gibi uzayan bir şey değildir; İyi bakmakla sağlık artmaz. Ancak mevcudu korursunuz. Bu konuyu niye önemsemiyorsunuz? 60 yaşında ölecek bir vücuda sahipsiniz. 20 yıl dayanacak buzdolabı gibi. Adamın buzdolabı yani vücudu birinci kalite buzdolabı, seninki ikinci kalite buzdolabı. O dikkatli kullanırsa 30 yıl gidecek; sen dikkatli kullansan bile 20 yı.
 
Dikkatli kullanmada çok iş var. Zamanın birinde üreticisine çekyat yaptırdım. Bacanağım benim çekyatım eskiyinceye kadar beş defa çekyat aldı. Ama sağlam vücutların da bir dayanma(kullanma) süresi var. Bu süreye razı olacağız. Vade ve kader denilen şey bu galiba. Biliyorum bu düşünceler benim çokca savunduğum "ölümsüzlük" fikrine ters ama burada vücudu olduğu gibi kabul ediyoruz orada ise yapısına müdahale ediyoruz.
 
60 yıl yaşayacak bir vücuda sahipsen 60 yılı doldurmaya çalışacaksın; çünkü senin daha sonran yok ama daha önce de gidebilirsin. Ama bir şey var, doğumsal özürler ve ağır yaşam tahribatları dışında normal bir vücudun ben 100 yaşın altında ömrü olduğuna  inanmıyorum. Eğer 100 yaşın altında ölüyorsanız vücudunuz ölmüyor siz onu öldürüyorsunuz demektir.
 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..