Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek
 

resim: www.necipfazil.com'dan alıntı


Ölümünün 25.yıldönümü vesilesiyle...

Daha 23 yaşında Cumhuriyet gazetesinde şiirler yazmaya başlamış, Cumhuriyet gazetesinde (1928) Yaşar Nabi, Necip Fazıl için “Bir mısraı bir millete şeref verecek şair!” ifadesini kullanmıştır.

Abdullah Cevdet "İçtihat" mecmuasının kapağına Necip Fazıl’ın resmini koydurur ve altına şu hükmü yazdırır: Türkiye’nin Baudelaire’i

1934’te Abdülhak Hamit’in eşi Lüsyen Hanım, Necip Fazıl için: “Otuzdan aşağı şairlerimizin en üstünü!” der.

1938’de Paris’te Eyfel radyosunda, Fransızcaya Abidin Dino tarafından çevrilen “Çile” şiiri okunur ve büyük ses getirir…

1940’ta zamanın Maarif Vekili Hasan Ali Yücel tarafından Necip Fazıl’a ısmarlanan “Nâmık Kemal” adlı monografik eser, Türk Dil Kurumu tarafından basılmıştır.
Hececiler adına “Bizden sonra hiçbir nesil ve şahıs gelmedi!” diyen Halit Fahri Ozansoy sadece Necip Fazıl’ı istisna tutmuştur.

Dr. Muhammed Harb’in 1980’den sonra Necip Fazıl’ı Arapçaya çevirme çabasında Necip Fazıl’ı, Şark-İslam dünyasının ortak duyuş, duruş, estetik ve hassasiyeti olarak kabulü vardır.

Yine 1992’den sonra Necip Fazıl’ın şiir ve hikâyelerini İngilizce ve Urducaya çevirerek Pakistan çevresinde onu tanıtma gayretine giren emekli albay ve cumhurbaşkanlığı tercümanı Masood Akhtar Shaikh şöyle der:

“Shakespeare gibi dünya çapında bir şahsiyetinizi neden yeterince değerlendirip tanıtmadınız!”
Ona göre Türkiye Necip Fazıl’la kendisini çok daha iyi tanıtabilir… Tıpkı İngilizler gibi…

25 Mayıs 1980’de doğumunun 75. yıldönümü vesilesiyle Kültür Bakanlığı tarafından Necip Fazıl’a “Büyük Kültür Armağanı” verilmiş ve kendisi nakdî mükâfatla taltif edilmiştir.
26 Mayıs 1980'de Türk Edebiyat Vakfı tarafından "Şairler Sultanı" kabul edilmiş ve 1982 yılında yayınlanan "Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu" isimli eseri münasebetiyle de "Yılın Fikir ve Sanat Adamı" seçilmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek(26 Mayıs 1904-25 Mayıs 1983),düşünce tarihimizde önemli izler bırakmış bir şahsiyettir. Onun fikir, sanat ve edebiyat dünyasına dair teşhis ve tespitleri, Türk kültür ve edebiyatının olgunlaşma ve gelişme sürecinde orijinalliği ile dikkat çekmiştir.

Uzun bir sanat hayatı ve geniş edebî çevresine rağmen Beşir Ayvazoğlu’nun dediği gibi “Necip Fazıl tek başına bir nesildir. Sanat ve fikir dünyamız onsuz yoksuldur.” Yine tek başına bir nesil olmasına rağmen onun lâyıkıyla okunduğunu veya anlaşıldığını söylemek çok zor. Necip Fazıl bilhassa edebiyat dünyamızda ihmal edilmiştir.

Hep hissî ve önyargılı olmakla suçlanan Necip Fazıl, edebiyat tarihimizde en çok hissî ve önyargı ile yaklaşılan birkaç sanatkârdan biri olmuştur.

O, büyük kalabalıklar içinde sanatı, fikri ve öfkesiyle, entelektüel şahsiyetiyle yalnız kalmış ve karşısında onu anlamayan, anlamak istemeyen iki muhit bulmuştur:

Birincisi, Müslümanlığını bayraklaştırmasından itibaren kapıların yüzüne kapatıldığı muhit… Türkiye’de sanat ve edebiyat adına bir şeyler yapmak isteyen bu muhit, 1935’ten evvel onun için “Bir mısraı bir millete şeref verecek şair!”demişken, mahut tarihten sonra ona “Sanatına kıyan geri adam!” yaftasını takmış ve adeta onu defterden silmiştir.

İkincisi de, kaba plânda aynı dünya görüşünü paylaştığı, fakat düşünce derinliğinde kendisine yabancı kalan muhit… Bu muhit onun edebî kimliğine rağbet etmemiş, onu fikir sözcüsü olarak kabul etmiştir. Adeta onu bir siyasî lider bilip onun 1935’ten sonraki ifadelerinden ideolojik olanları alıp bayraklaştırmıştır. Onu bayraklaştıranlar, onun ruh ve fikir çilesini sadece “Sakarya, Zindandan Mehmet’e Mektup, Çile ve Muhasebe” gibi şiirlerle özdeşleştirmiş, sanatının ve düşüncesinin inceliklerini keşif zahmetinde bulunmamışlardır.

Kısaca; her iki muhit de ona yabancı kalmış, onu çözememiş veya çözmek istememiştir. Necip Fazıl, genel hatları ile belirlediğimiz bu iki muhit karşısında öfke ile haykıran bir fikir ve cemiyet adamı, bir edebiyatçı, bir sanatkârdır, Türk milletinin yetiştirdiği en önemli entelektüellerdendir.

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..