Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Necla Nazır başını açmaya hazır!

Necla Nazır başını açmaya hazır!
 

Tak, çıkar! Kapa, aç!


Necla Nazır, 1972 yılında "SES" dergisinin açtığı yarışmada birinci seçilerek sinemaya girdiğinde 16 yaşındaydı. Bugüne kadar 60'ın üzerinde filmde oynadı.

Ferdi Tayfur ile 1990 yılında "İmam Nikâhı" denilen ve birçok kadınımızın mağduriyetine sebep olan şekilde bir birliktelik kurdu. Bunun adına evlilik diyenler varsa da tamamen kadının haklarını çiğneyen bir hukuksuz davranıştır. 21. yüzyılda dini kullanarak kadınlarımızı imam nikahı ile suiistimal edenlerden biri de Ferdi Tayfur, bu durumda.

30 yıllık bir beraberlikleri var. Topluma mal olmuş kişiler. Nikâhsız yaşıyorlar ama karı koca görünümü veriyorlar. Neticede toplumu da aldatıyorlar, kendilerini de.

Ferdi Bey'in mi kafası bozuluyor, Necla Hanım mı birtakım şeylere dayanamıyor, her ne sebeptense geçen senenin sonunda birdenbire ayrılıyorlar. Bir de müşterek kızları var.

Necla Hanım, daha önce verdiği aşırı dekolte pozları filan unutarak birdenbire dindar oluyor, tesettüre giriyor, imam nikahı yaptıktan sonra. Güzel ve varlıklı bir yaşam sürüyorlar beraberken.

Necla Hanım şimdilerde başını açmayı düşünüyormuş. Saçının telleri görününce, tahrik olacak erkekler ya! Keşke açmasaydı. Biz Müslüman Türk erkekleri kadın saçının bir teline bile tahrik oluyoruz. Gıcık erkekleriz. Viagra haplarına bile ihtiyacımız yok. Saç telidir bizi tahrik eden. Necla Hanım da zaten o yüzden tesettüre girmişti ya!

Ama artık Ferdi Beyle beraber değiller. Gerçi "O bizim babamız. Onun haberi olmadan bir şey yapmayız!" diyor ama, zamanında da "Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur!" diye bağırarak şarkı söyleyenlerden de ses çıkmıyor.

Yani baba olmak her şey için yeterli değil. Şam babaları, iskele babaları bile sadece kendi görevlerini yerine getirebiliyorlar. Bir de mafya babaları var ki, onlar da mevsimlik sebze gibiler. Bazen sayıları artıyor, bazen de hiç görünmüyorlar.

Necla Nazır, Ferdi Tayfur'a gönderme yapıyor olabilir. "Bak bizi bıraktın gittin, vaziyet kötü. Bekledim dönersin diye ama dönmüyorsun. Sana ihtarda bulunuyorum, bir vakte kadar dönmezsen ve bize yine eski yaşadığımız şaşaalı hayatı vermezsen ben filmlere başlıyorum. Önce başımı açacağım sonra da... Anlarsın artık, Rabbimden utanıyorum ama bir yere kadar. Aç durmaktansa açılıp saçılmak daha iyi!"

Ne yaparlarsa yapsınlar, burası işin magazin yönü. Ben bakar geçerim. Ama bakıp geçemeyeceğim konu şu: Türkiye artık yurt dışında çağdaş Müslüman bir ülke olarak tanınmıyor. Türbanlı, kara çarşaflı kadınların çoğunlukta olduğu, ne istediğini bilmeyen ama Avrupalı olmayan bir ülke görünümü var.

Kanaatim odur ki, Necmettin Hoca Efendi ile başlayan bu takiyecilik dönemi AKP ile aşırı bir şekilde devam ediyor. Başörtüsü takanlar, örtülerini türban şekline soktular. Birçok kimse de tarikatların ve birçok AKP belediyesinin imkânlarından istifade etmek için takıyor türbanı.

Gün geçmiyor ki türbanını çıkaran tanınmış bir kadın olmasın. Peygamber Efendimizin özelliklerini öve öve bitiremeyen ilahilerle ve türbanlı, tesettürlü kıyafetiyle gündeme gelen şarkıcı kadın, atmış türbanı pop müzik söylüyor. Neymiş, geçim derdi...

Müslümanlığı bir bez parçasıyla özdeşLEŞtirenLER memnunlar mı bu durumdan? Dini duygularını suiistimal ettikleri insanlarımızdan topladıkları paraları cukkaya indirerek, deniz fenerini el feneri haline getirenlerde utanacak yürek var mıdır?

Saygı ve sevgilerimle.

Mustafa Mumcu, 11. 09. 2008 Saat:11:09
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..