Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Necmettin Rıfat Arman

http://blog.milliyet.com.tr/arman

19 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Necmettin Bey'in Amerika seyahati

Başlıktaki Necmettin bendeniz efendim.

Hani o İstanbul köşklerinin ayakta dik durduğu yıllarda, yani çocukluğumda beraber oynadığımız bir arkadaşım vardı.

Amerikaya yerleşmiş.

Gel zaman, git zaman Allah yürü ya kulum demiş, bizim arkadaş hem çok zengin, hem de çok nüfuzlu biri olup çıkmış.

Şu sosyal medya denen gavur icadı varya, işte o yolla birbirimizi bulduk.

Beni telefonla aradı. Sesini özlemişim doğrusu.

Sonra kalktı geldi, hasret giderdik... İyi ağırladığımı düşünüyordum.

Giderken en yakın zamanda görüşelim dedi. Bende umutlandım. Amerika'ya davet edecek sandım. Aylar geçti tık yok.

Adam güçlü, adam zengin, bizim mahallede adeta herkesin efsane adamı.

Benim de kanıma girdiler yerel seçimlerde muhtar olmam konusunda kafamı çeldiler. Tabi kolay iş değil... İnsan gönlünden geçiriyor ama emekli adamım, arkamı kuvvetli birine dayamak gerek. Aklıma bizim arkadaş geldi gelmesine de, ses yok.

Geçenlerde telefon etti, mahalledeki ailesinden kalma arsayı kat karşılığı vermek istiyormuş, pürüzleri varmış, fikrimi sordu. Telefonda kolay olmaz dedim, atla gel dedi. Hatta gelirken Ahmet amcanın oğlu tapu da şef Rüknettin'i de getir dedi. Ayrıca beş adet daha bilet göndereceğini söyledi.

Bende ingilizce yok. Gelinimin ingilizcesi mükemmel, Amcanım torunun da iki dil var. Onlara teklif ettim sağ olsunlar beni kırmadılar.

Bizim mahallede nostaljik akkor ampulleri kollama derneğimizde benim yardımcım Tacettin beyi de yanıma almaya karar verdim. Amerikalıların ampul merakı varmış. Biri kulağıma fısıldamıştı.

Çocukluk arkadaşım malikanesinin karşısında bulunan misafir evini bize tahsis etti. Eyalet valisi bizleri tanımak istemiş, kalktık gittik. Vali Bey gelinimin ingilizcesine hayran kaldı. Valinin karısı ile amcamın torunu  Fransız edebiyatı üzerine ingilizce, fıransızca konuşmaya başladılar.

Ancak Vali Beyle karısının sıkıntılı bir halleri var. Bi şey sormak istiyorlarda soramıyorlar gibi. Sonunda baklayı ağızlarından çıkardılar. Biz sizin ülkenizde bütün kadınların başlarının örtülü olduğunu sanıyorduk demezler mi? Karım söze karıştı " Ben denizde  bikiniden başka mayo giymem " deyince şaşkınlıkları yüzlerinden okundu. Karım üniversite yıllarında, yani 1970'lerde mini etekleri yanyana dizip en kısasını aldığını anlattı. Modern Türkiye'yi işlerine geldikleri gibi değil gerçekleriyle tanımaları gerektiğinin altını çizdi. Seksen ihtilalinde "Bizim çocuklar" lafını hatırlattı. Biraz bozulur gibi oldular...

Gezi çok güzel geçti. Arkadaşım; tapu şefi Rüknettin'e ve de bana kat karşılığı sözleşme ile ilgili talimatlarını verdi. Muhtar seçiminde beni destekleyeceğini söyledi.

Dernekte yardımcım Tacettin beyi seneler önce oğlunun peşine Amerika'ya gitmiş mahallenin eski Müezzini Hüsnü abiye gönderdim. Hüsnü abi Karadeniz'lidir, bizim mahallede karadenizli çok. Muhtarlık konusunda fikrini almak gerek. Hüsnü abi ben gitmedim diye gönül koydu galiba fikrini açık etmemiş. Ne yapalım, artık bi yolunu bulup gönlünü alacağım.

Önce Limon'un havlamasını duydum. Ne olduğunu anlayamadım. Tekrar dalmışım. 

Sabah ter içinde uyandım. Baktım evdeyim...

Meyer rüyamış gördüklerim...

Ne demeli? Hayırlara vesile olur inşallah.

 
Toplam blog
: 35
: 289
Kayıt tarihi
: 14.08.12
 
 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Çalışma yaşamım DİSK dergisinde başladı özel..