Neden (0/050!) AKP?

Ülkemiz için çok önemli olduğu söylenen(!) “Genel seçimi” yaptık! 

Bakalım şimdi ne gibi “çok önemli işlerimiz” çözüme kavuşacak? 

*Bir umutla AKP kapısına giden “14 milyon aç” karnını doyurabilecek mi? 

*Ülkede iç barış gerçek anlamda sağlanabilecek mi? 

*Apo’ya ne gibi ödünler verilecek? 

*İnsanların birbirlerine saygısı artacak; paylaşma, dayanışma, barış, kardeşlik gelecek mi? 

*Anayasa değişip insanca bir yapıya kavuşacak mı? 

*Bozulmaya yüz tutan, “ekonominin makro dengeleri” sağlığına kavuşturulabilecek mi? 

* “Makro ekonomik dengeler” sağlığına kavuşturulurken “aç halkın” durumu düzeltilebilecek mi? 

*Halkın “kolay kredi sağlama” olanakları üzerine gidilirken insanlar alışveriş yapmakta sıkıntı çekmeden işlerini düzgün şekilde yapabilecekler mi? 

*Benim, ödeme koşullarım dâhilinde “kolay kredi” bulmam, ekonominin neden zararına oluyor, bu bana anlatılabilecek mi? 

* Her kredi çeken, ithalata mı yatırım yapıyor ki ithalatı kısmak için benim “kolay kredi” almam engellenecek? 

*İthalatı engellemenin halka zarar vermeden yapılması niçin mümkün olmuyor ki? 

*Niye “cari açığın” ceremesini ben çekiyorum ki? 

*Kredi temini birçok düzenli geliri olan insanlara, neden daha ağırlaştırılmış koşullarda yaptırılmak isteniyor ki? 

“ Örneğin, ben tarlamın yanındaki bir parça tarlayı almaya çalışırken biraz kredi çekmem gerekiyorsa, bunun aylık ödemesi şimdi üç kuruşken işime uygunken; yarın bu 4 kuruşa çıkarılırsa benim koşullarımı zorlayacağından, ben o malı alamayacağım ve işlerim aksayacak! Bu mu istenilen yani? 

” Bilemiyorum artık… 

Bilemiyorum! 

Orhan Veli geliyor aklıma, “Anlatamıyorum” şiiri geliyor: 

“Bir yer var biliyorum 

Her şeyi söylemek mümkün 

Epeyce de yaklaşmışım 

Biliyorum  

Anlatamıyorum…” 

Anlatanlara aşk olsun ya! 

Oysaki bu seçimlerin AKP’nin 0/050 oy olarak neticelenmesinin bir tek açıklanması var bence: 

Aç insanların AKP kapısında kolay ekmek bulacaklarını ummalarıdır!  

Çünkü insanın temel gereksinimlerinin birincisi; yaşama isteğidir!  

Ve bu da şu an sadece AKP kapısında giderilebilir görünüyor, “aç halka”! 

Bu bakımdan CHP ve MHP seçim sonuçlarına bakıp hiç hayıflanmasınlar! 

Ben burada onlara sadece Yakup Kadri’nin “Yaban” romanının ikinci önsözünü okumalarını salık veriyorum.  

Orada Yakup Kadri, “Aç olmayan hiçbir kimse, aç bir insanın bir tas çorba bulduğundaki sevincini anlayamaz!” der. 

Bu açlık rakamını ben, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcıdan naklediyorum; yakın bir zamanda Sayın Yazıcı, “Her beş Türk’ten birisi aç!” demişti.  

CHP ve MHP aç halka inandırıcı gelmediler!  

Şimdi onlara düşen, “öğretme biliminden” yararlanarak kendilerini özellikle “aç halka” öğretmeleridir! Yani; dikkat çekecekler, doğru “isteklendirme” yapacaklar, dikkatli dinlerlerse kendilerinin bu açlık belasından kurtulacaklarını söyleyecekler ve güzel, güzel “öğretme tekniklerini” kullanarak "kendilerini" anlatacaklar! Burada artık yerine göre, “düz anlatımı kullanabilirler, grup çalışmasını kullanabilirler, programlı öğrenmeyi kullanabilirler vs. Ama kendilerini öğretebilirler! 

Aklın egemenliğinde güzel günlere…