Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '09

 
Kategori
Blog
 

Neden (Blog) yazıyorum?

Neden (Blog) yazıyorum?
 

Kendi arşivim


Kendimi bildim bileli yazar olmak istedim. Bunun nedeni, çok zeki olmam, çok kitap okumuş olmam da olabilir ama çocukken onlarsızken de yazmak saplantıydı bende.

Güneşin altında söylenmedik sözler söyleyebilmek için yazıyorum. Bu da niye gelecekbilimci olduğumu biraz açımlıyor.

Siyasal mücadele için yazıyorum. Açılımları yazmayayım.

Bilim ve diğer sanat dalları benim için çak pahalı olacağı için yazıda kaldım, daha doğrusu o bende kaldı. Bugün diğer santa dallarından bir tek dijtal fotoğraf çekebiliyorum ama modern dans, çizgifilm, karikatür, seramik, heykel, film gibi birbirinden çok farklı dallarda pratik yaptım. BÜ gibi bir üniversitede hepsi için klüp vardı (‘kol’ demiyorum, aklıma ilkokul geliyor) ve bunları icra için para ödemiyorduk. Bugün en çok bedava veya ucuz seramik atelyesi aranıyorum ama yok. O nedenle, tümüyle yazıya yoğunlaştım ve çok iyi sonuç aldım.

Bugün Dünya’da kurmaca (roman, öykü, vd) okuru azalıyor ama kurmaca-dışı alanlarda okur sayısı azalmıyor. Okuryazarlık oranının yükselmesi gibi, bir yükselme bu. Bunu göreceğimi sanmıyordum. 23.000 sayfamın yalnızca birkaç yüzü kurmacadır, o da keyif olsun diye karaladım. Yani, kurmaca olmayan yazın dallarını, özellikle de deneme ve eleştiriyi, edebiyatın bayrak gemisi yapmak kararıyla yazdım ve kendim de şaşarak görüyorum ki becermeye başladım da...

Blog yazmanın benim için özel bir önemi yok. Ancak, Nobel edebiyat kazanmış yazarlar bile milyonlarca okura ulaşamadığına göre, bloga özel bir sempatim olur, demektir. Ancak, e grup, forum, liste, blog, vb, vd ayrımları benim için önemsiz; hepsinde de yazdım zaten.

Kendimi ve Dünya’yı değiştirmek için yazıyorum. Bu siyasal mücadeleden farklı. Siyasal mücadele ateizmimi bir siyasal parti aşamasına getirmektir. Kendimi ise, 6 ayda bir formatlarım zaten. Bu da Dünya’yı değiştirmenin en önemli aracı durumunda. Gelecekbilim, zaten Dünya’yı değiştirmek için icat edildi. Ben özel bir gelecekbilim peşindeydim, hiç gerçekleşemeyecek ve benim gibilerin sağ kalabileceği öznel bir tarih yolu tasarlamak için. Tarih kalktı, benim tasarladığım boşluğun üzerinden geçti. O nedenle, son 5 yıldır tarihin parçasıyım ve onu değiştirdiğimi görebiliyorum. Nasılı meslek sırrı kalsın.

Yazıyorum, çünkü çok kolay. 23.000 sayfayı, günde yalnızca yarım saat ayırarak yazdığımı söylersem, dediğim anlaşılır olacaktır. Bu, günde 2 sayfa yazmak ve düzeltisi demektir. Televizyonum yok, çocuğum yok, asosyalim. Zamanım çok.

Hapishanede de, hastanede de, tımarhanede de, kışlada da, sokakta da, her yerde yazabilirsin. Yazıldı da...

Yazmasaydım çıldırırdım, yazdım yine çıldırdım ama aklıselime geri dönebildim.

Daha az acı çekebilmek için yazıyorum. Acı’mın çaresi yok, yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış kültürde doğmuşum. Üstüne bir de ikilemsel biçimde, Dünya’nın başka hiçbir kentinde, benim İstanbul’da yaptığım gibi, 10.000 kitap okuyup, 5.000 film seyredip, tek kuruş para ödemeyip, bir de 23.000 sayfa yazamazdım. Artık yazılabilir durumdayız ama benim için çok geç olabilirdi. Yaşıtlarım ve benden küçük bazı kişiler için öyle oldu, ya mezara, ya da zihinsel zombiliğe kilitlendiler.

Daha çok neden sayabilirim ama onlar mikro olacaktır, bunlar makro olanlar.

En çok güldüğüm şey ise şu: Türkiye 1960-2000’in beni öldürememiş, zekamı silememiş ve yazılarımın ölümsüzlüğünü engelleyememiş olması.

Düşünün ki 3 yıl önce gelecekbilimi Türkiye’de doğru dürüst kimse duymamıştı, bugünse gelecekbilim metinlerim çalınıyor, demek ki düşünce açısından değerli bulunuyor.

İşte buna, ‘şeytanın espri anlayışı’ deniyor.

Biliyorsunuz, beni şeytan yazdırıyor zaten.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..