Neden, İslam ülkelerinde Müslümanlara yaşam hakkı tanınmıyor?

Bugün, İslam Ülkelerinde Müslüman'ların acı ve sefalet içinde mutsuz yaşadıklarını görüyoruz.  Tabi buna yaşamak denirse. İslam'ı bilim ve ilimden uzaklaştıran radikalizm, islam'a en büyük kötülüğü yapmıştır. İslam alimlerinin ve bilge insanların yetişmemesi, müslüman ülkeleri geriletmiş, kralların ve diktatörlerin elinde sömürülmesine neden olmuştur.

Halbuki, Kur'an bir hidayet  ve i'caz kitabıdır. O, insanlığı doğru yola iletmek üzere gönderilmiş eşsiz bir mucizedir. Hz.Muhammed beşikten mezara kadar ilim yapın demiştir. Çünkü akıl sahibi olan insan, öğrenme, kavrama ve intibak etme yeteneğine haizdir.  

Şimdi, şu ülkelere baktığımızda sefalet ve gözyaşının ötesinde ne görebiliriz. Filistin, Afganistan, Libya, Yemen, Irak ve Suriye bu ülkelerde müslümanın, müslümanı katletmesine göz yuman ve onları teşvik eden İslam ülkelerinin mevcudiyeti insanoğlunu biraz düşündürmelidir.

Kuzey Afrika ülkelerinden, Fas, Cezayir, Tunus, Mısır, Kafkasya ülkelerinden, Özbekistan, Türkistan, Türkmenistan, Azerbaycan bunların dışında diğer müslüman ülkeler olan, İran, Pakistan, Lübnan ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde müslümanların mutlu yaşadıkları söylenebilir mi?

Müsbet ilimden uzaklaşıldıkça sıkıntılar, bağnazlıklar ve radikalizm, İslam ülkelerinde baş gösteriyor. Müslümanların yaşam tarzına, kadının eve kapatılmasına giyim ve kuşamında aşırı baskı kendini gösteriyor. Özellikle kadını toplum içinde soyutluyarak gelişmesini, çağdaş yaşama ayak uydurmasının, yenilenmesinin önünü kapıyor.

Mesela birçok gelişmiş ülkelerde müslümanların yaşamları araştırıldığında mutlu oldukları görülebiliyor. Burada dini vecibelerini yerine getirirken, çağdaş ve demokratik yaşamıda birlikte özümsüyorlar. Avusturalya, Kanada, İngiltere, Fransa, Hollanda, İtalya, Almanya, İsviçre, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerde insan haklarının yanında kadına saygınında farkında oluyorlar.

Halkının, yüzde doksanı müslüman olan Türkiye, Müslüman  ülkeler içinde dünyada bir istisna olarak yer alıyordu. Diğer Müslüman ülkelerdeki gibi petrolu ve parası olmamasına rağmen. Çünkü Ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ileri görüşü, ışığı ve Cumhuriyet devrimlerinin getirdiği aydınlık ve akılcılık sayesinde mutlu ve farklı idi. 

Batı ve ABD kendi ekonomik ve stratajik arzuları, emelleri ve menfaatleri doğrultusunda müslüman ülkelerdeki zenginlikleri sömürmek adına,  islamı yozlaştırmak için haçlı zihniyetinin aksine, akılcı bir yol izliyerek, müslümanları, müslümanlara kırdırma yolunu kullanmaya başlamaıştır.

Netekim, Türkiye'de oynanan oyun bunun bir parçasıdır. Atatürk'ü ve Cumhuriyet'in kazanımlarını yok etmek için, birtakım insanları yanına çekip, Atatürk'e ve Cumhuriyet'e saldırılarak, devrimlerin altı oyuldu. Aydınlar, gazeteciler ve genaraller tutuklandı. Baskılar ve ötekileştirmeler sonucunda bugün Türkiye'de müslümanlar ''Ya bendensin, ya bertarafsın'' diyen bir başbakanla karşı karlşıya kaldı. 

Ve, dolayısiyle Türkiye müslüman ülkeler arasında bir istihza olmaktan çıkarıldı.