Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Neden? niçin? nasıl? ( II)

Neden? niçin? nasıl?      ( II)
 

Soru bu


Nedeni, niçini ve nasılı aramaya devam ediyorum.

1) Neden acaba tüm kaldırımlarımız eğri büğrüdür? Engelli arabalarını, bebek pusetlerini, tekerlekli valizleri, pazar arabalarını hep zorlukla yürütebiliyoruz. Kaldırım taşları sağlam ve muntazam bir şekilde yapılamaz mı? Ya da zaman içinde bozuluyorsa tamir edilemezler mi? Yaşlılarımız, görme engeli olanlar düşmeden nasıl yürüyeceklerdir? Hiç düşünülmez. Bir de karlı günleri düşünün.

Son zamanlarda kaldırımların yüksekliği de problem olmaya başladı. Takriben 30- 40 cm yüksekliğinde oluyorlar. Bileklerimizi incitmemek için büyük gayret sarfediyoruz. Acaba ne zaman muntazam kaldırımlardan ayağımızı kırmadan inebileceğiz.

2) Kütüphane sayısı neden bu kadar az? Koskoca İstanbul'da , benim bildiğim, 4 ila 5 tane kütüphane vardır. Eğer isimleri değişmemişse, Ragıp Paşa Kütüphanesi, Beyazıt Kütüphanesi ve Üniversite Kütüphaneleri. Bir de Bankalar Birliği Kütüphanesi var. Oysa her ilçede muhteşem kütüphaneler olamaz mı? Belki kitap okuyanımız böylece çoğalmaz mı?

Benim oturduğum semtte kütüphane yok. Akademik bir eser okumak istesem en az bir buçuk saatlik uzaklıktaki Beyazıt'a gitmem gerek. Tabii artık bu saatten sonra her ilçede kütüphane kurmak, hayalden öteye gitmez. Bir de Anadolu şehir ve kasabalarını düşünüyorum. Acaba gelişmiş ülkelere kıyasla kaçıncıyız?

Bir de bu arada sormak isterim. Bundan iki hafta önce 46. Kütüphane haftası kutlandı. Kimin haberi oldu veya kimin ilgisini çekti?

3) Anlıyamadığım bir husus da , birden bire sona eren domuz gribi salgını? Sanki veba salgını gibi hepimizi telaşa düşürdü ve paniğe soktu. Bir ay kadar ortalığı kasıp kavurdu ve aniden bitti. Nasıl oldu da bitti? Rüzgar gibi geldi geçti Enteresan, Anlıyamadım.( Tabii iyiki bitti)

4) Neden acaba genel tuvaletlerimiz bu kadar bakımsızdır? Hele öğretim kurumlarımızdaki tuvaletlerin bakımsızlığı bu konuda rekor kırabilir. Sabun yoktur, rezervuarlar çalışmaz, temizleme kağıtları her zaman eksiktir, tuvalet pencerelerinin camları kırıktır. Velhasıl bu ihtiyaç mekanlarına girmek için yürek ister.

Hele bir ara Ardahan civarındaki bir beldede, ilkokulların tuvaletleri, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşmüştü. Neyseki devreye Hülya Avşar girdi ve onun gayretleri ve devletimizin katkılarıyla bir çok okulun tuvaletleri kullanılabilir hale getirildi. Ancak şimdi ne durumdalar acaba? Araştırma imkanım yok. Ne yapalım.?

5) İşşizliğe çare konusunda, Başbakanımız çok güzel bir fikir ortaya attı ve iş adamlarından işletmelerine birer tane yeni işçi almalarını önerdi. Bu fikir iş adamlarınca hiç benimsenmedi. Anlaşılır gibi değil. Bir işçinin bir işletmeye veya fabrikaya getireceği mali yük nedir ki? Belki böylece bir ila bir buçuk milyon işsiz, iş bulacak, üretime ve tüketime katılacak. Ekonomiye az da olsa bir canlılık getirecek. Kimse taşın alına elini sokmak istemiyor. Anlıyan beri gelsin.

Neden, niçin ve nasıllarım şimdilik bu kadar. Geri kalanlarını yazıp, iç karartmak istemiyorum. İnşallah bir gün bütün sorunlarımızı çözeriz. Ümitlerimizin her zaman yeşermesi dileğiyle.

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..