Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Neden Ben?

Neden Ben?
 

"Uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım. Süt içitim." Diye başlamış Sait Faik öyküsüne. Daha güzel bir başlangıç olabilir mi? Benim için olamaz. Yazdığı öyküleri okuyorum. Neden bu kadar geç okuduğuma hayıflanıyorum. Yazım tarihi 1937. O kadar yeni ve yalın geliyor ki, bu adamın tarzı önümüzdeki 50 seneye damgasını vurur! diyesim geliyor. Bir çok ökü yazarı var, bazı iyi öykü yazarları da var ama ben öyküye böyle bir imza atış görmedim bu hayatta. Bu kadar yalın, bu kadar yaratıcı... Buram buram Sait Faik...

Vapur yanaştı. İnsanlar inmek için sıraya girdiler. Neden sıkış tıkış olup ayakta beklerler anlamam. Bir arkadaşımın babaannesi anlatmıştı. Elinde tavuk yemiyle gidip kümesin kapısını açarmış. Tavuklarda birbirlerinin üstüne çıkarmış yem almak için. Verilecek yem belli. Yiyecek tavuk sayısı da belli. Tavuklar efendi gibi bekleseler de hepsi önüne düşen yemi yese olmaz mı? Olmaz tabi, tavuk bunlar...

Tamam onlar tavuk da, şu kapıya yığılan insanlara ne demeli? Omuz koyup, dirseği açıp bir kişilik avantaj sağlamaya çalışanlar... Hele iskele verilmeden sigara yakanlar yok mu! Ulan itoğlu it, beş dakika daha bekle.

Ben vapurdan ya ilk inerim ya son. Asla bu hengameye giremem. Şu sersem tavuklar kümesi terkedene kadar bir öykü daha okuyabilir miyim? Bakayım bir dahaki öyküye, 3,5 sayfa. Okuyabilirim ama aceleye gelebilir. Hoş, nasıl olsa dönüp dönüp tekrar okuyacağım. Ama yinede ilkini daha sakin bir kafayla okumak istiyorum.

Ne diyordum, ben vapurdan ya ilk inerim ya da en son. İlk iniyorsam da iskele verilmeden, halatlar bağlanmadan vapurdan atlarım hemen. Serseriliğimden ya da madalya takacaklarından falan değil. Sadece heyecan duyuyorum bunu yapmaktan. Heyecan duyduğum çok az şey kaldı bu hayatta. Bir bu, bir de çikolata paketini açtığım an. Bir kaç tane daha ufak tefek şeyler.

Bu sefer ilk değil, son inmeye karar verdim. Tabi o zaman atlayamıyorum vapurdan.

Kapattım kitabımı, etrafıma baktım. Galata Kulesi dışarıdan ne kadar güzel görünüyor. Oysa içeriden tam bir felaket. Turistlik gazino var içeride. Dansöz bile oynuyor. Düşünebiliyor musunuz? Kaç yüzyıllık kule (sahi kaç yüzyıllık?) ve değerlendirmek için akla gelen fikir ; dansözlü rakılı turistlik eğlence. Ne demiştik, tavuklar ve insanlar değil mi...

Karaköy simitçisi her zamanki yerinde. Böyle giderse o da Galata Kulesi gibi tarihi bir figüre dönüşecek. Günde kaç simit satıyor, bu simitlerin vergisini nasıl ödüyor bilemiyorum. Simit alsam mı, ama sonra iştahım kapanmaz mı derken bir el dürtüyor omzumu. El değil sanki aslan pençesi. İnsan dürtmüyor sanki antilop avlıyor. Dönüyorum. Kara suratlı kara bıyıklı bir memleketim evladı. O kadar güzel gülüyorki "yavaş aslanım yavaş" diye terslemekten vazgeçiyorum.

"Kardeş" diyor bana. "Kerhane ne tarafta?"

Tamam da neden ben? Neden benim kerhanenin yerini bilmem gerekiyor, anlamıyorum. Vapurdan 1000 kişi indi. Yarısı erkek olsa 500. Yarısı Kerhaneye giden, yolunu bilen tiplere sahip olsa 250. Bir o kadar da iskelede takılan adam var etti mi sana tekrardan 500. Neden ben?

Daha öncede korsan dvdcilerin orada gezerken (almak için değil, yolum düştüğünden (korsana hayır!) ) "sürekli porno lazım mı abi?" diye soruyorlardı. "Neden ben?" diyordum ve hala diyorum. Neden ben?

"Bak şu kuleyi gördün mü," dedim. "He" dedi. "İşte tam o kulenin dibinde" dedim. Sersem, sersem sırıttı. Azgın teke ne olacak. Arkasını dönüp gidiyordu tam çağırdım;

"pşşt, hemşerim" dedim.

Dönüp baktı.

"Havalı Deniz'e git" dedim. Acayip de playboy bir gülüş attım. Aynısından bir tane de o attı. Ah biz erkekler, ne kadar çapkın olabiliyoruz bazen. Parasyla değil mi!

Devamında ne oldu bilemiyorum. "Havalı Deniz" diye birisi çalışıyor mu onu da bilmiyorum. 10 sene önce bir kerhane karikatüründe duvara asılı bir kağıda yazılıydı;

"Havalı Deniz, vizite 50,000 TL" gibi bir şey yazıyordu.

Tünele kadar yüreyecektim. Kısa ama bir dik bir yokuş beni bekliyordu. Elimdeki Sait Faik kitabını çantama attım. Tabana kuvvet yürümeye başladım. Yol boyunca aklımda hep aynı soru olacaktı ;

"Neden ben?!

K.

 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..