Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '07

 
Kategori
İstanbul
 

Neden bu hınç ve nefret?

Neden bu hınç ve nefret?
 

İstanbul'da hafta içi iş çıkış saatlerinde dışarda olmayan, o karmaşayı, o trafiği, insanlardaki o siniri, saygısızlığı, sevgisizliği, nefreti bilmeyen, görmeyen, "İstanbul'da yaşıyorum dememeli"...

Levent'teki büyük bir marketten, işten çıkıp bir şeyler satın alıp evine gidip önce park yeri aramakla cebelleşmek, sonra sayısız ağır torbayı eve çıkarmak, alınanları yerleştirmek, yemek hazırlamak, evi toplamak gibi sorumlulukları olan her kadın gibi ben de alış veriş yaptım, arabama bindim kan ter içinde... açlıltan ölüyorum ve kursağıma yemek girmesne kimbilir kaç dakika var... geri geri gelip marketin yanındaki dar sokağa sapıp evime yollanacağım. Sokaklar dar... arabalar tabii ki kurallara aykırı biçimde parketmişler her zamanki gibi, daha fazla geri gitmemi engelleyecek biçimde bir taksi arkama yapıştı, onun arkasındakilerle onun arkasına, artık kmsenin geri gitmesine imkan yok, dar bir aralıktan birkaç ileri geri yapıp sağımdaki sokağa sapmaya çalışacağım... fakat o dar sokağın tam dönüş yerine zaten yanlış ve saygısızca park etmiş araba önündeki kargaşa aldırmadan hareket etti gelip önümde durdu.

Hiç bir yere kıpırdamama imkan yok! bir de kornalara basıyorlar. Böyle önden arkadan sıkıştıranlar hem kendilerini hem de onların arkalarındakileri yani tüm trafiği alt üst ettiklerini, herkesi geç bıraktıklarını kavrayamıyorlar mı? Körmüş gibi gelip dönmeye çalışanı engellemeleri herkesi geciktiriyor, herkeste sinir artıyor.. gereksiz bir negatiflik, taşikardi insanı sarıyor.. Eve gelebildiğinizde bile siniriniz, adamların mantıksızlığını anlayamama, kabul edememe durumunuz geçmiyor...

O zaten kurallara aykırı park etmiş adam iki saniye bana yol vermiş olsa bunlar olmayacak! Bir de suçlu olduğuna bakmadan "yolun ortasında ne duruyorsun?" diyor bana... Allahım!!!.. camı açıp bağırsam ne olacak, senin yüzünden oldu desem, anlayacak mı? o anlayışa sahip olsa zaten ne yanlış park eder ne de arabasını üstüme üstüme sürerdi!. Bu da birinin oğlu, birinin sevgilisi ya da karısı... "yazık o insanlara!" dedim.

Akşam akşam, bir saat yoldan gelmişim, aç bilaç alış veriş etmişim eve varmayı hayal ederken, teyzesi belki de annesi yaşındaki kadına böyle bağıran bir insan! İnsanlarımızdaki bu hıncı, nefreti, saygısızlığı anlayamıyorum. Erkek bunu erkeğe de yapıyor mu? Bilen var mı? Kadın olduğum için mi bu davranış? Girilmez sokağa girip bir de bizler doğru yolumuzda giderken üstümüze araba sürüp nefret kusan bakışlarla bağıranlar, el kol işareti yapanlar da cabası.....

Seneler evvel Londradaki bir olayı hala anımsıyorum... arkadaşımın arabasındaydm, yolu biraz kapatmış gibi bir arabaya sahibinin bavullarını koyup hareket etmesini dakikalarca bekledik, kornaya basmadan. Yoldan geçişi engelleyen kişi defalarca özür diledi, arkadaşım da defalarca özür diledi.. evet o da özür diledi... ben hiç anlayamadım neden özür dilediğini arkadaşımın çünkü yolu kapatan o değildi; herhalde adama acele ettirdiği için diye düşündüm.. sormadım. Tamam bir sürü sevilmeyecek yönleri var Avrupalıların, hiç bir zaman onları savunmam ama birbirine saygı bizim ülkemizde hiç görmediğimiz düzeyde. Bizdeki bu durumları açıklayan sosyal psikoloji araştırmaları var mıdır merak ediyorum...

İstanbul'da çalışan, anne, kadın olmak ÇOK ZOR.

 
Toplam blog
: 71
: 1180
Kayıt tarihi
: 24.08.07
 
 

Çevremizdeki kalite(sizlik) ile ilgili yazılarım. Çevremizi kuşatan beton binalar, insanlar, iliş..