Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '13

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Neden hastalanırız?

Neden hastalanırız?
 

Tıp son derece gelişmişken, birçok hastalık tarihe gömülmüşken, hastalıklardan korunmak için birçok farklı yöntem denerken neden hala hastalanıyoruz?

İnanamayacaksınız ama bu sorunun cevabı oldukça basit, insanlık olarak tüm alanlarda çok kısa zamanda geliştik ve doğamıza aykırı yaşamaya başladık, hepsi bu!!

Binlerce yıldır insan genlerinde çok az değişiklik olmasına rağmen çevresel şartlar, stres koşulları, egzersiz ve beslenme alışkanlıklarında çok fazla değişiklik olmuştur. Şimdi bu faktörlere biraz daha yakından bakalım.

Çevresel şartlar ve stres faktörleri o dönemlere kıyasla çok fazla değişmiştir. O dönemde stres bizi hayatta tutmak için gerekli olan durumdu, ölümcül bir durumla karşılaşıldığında kişide bir stress reaksiyonu başlar ve böylece kişi bu durumla başedebilirdi. Örneğin vahşi bir hayvanla karşılaşmak, açlık, susuzluk, şiddet gibi. Bu durumdan kurtulunduğunda ise stres reaksiyonu biterdi. Oysa günümüzde daha basit olaylarda daha karmaşık ve çoklu stres reaksiyonu göstermekteyiz, ortada sona erecek hayati bir durum olmadığı için de stres reaksiyonu hiç sonlandırılamamakta bu da stress hormonlarının uzun süre salgılanmasına neden olmaktadır.

Günümüzde her şey o kadar otomatikleşti ki gün içinde normalde yapmamız gereken egzersizi yapamamaktayız. Egzersiz, o zamanlarda yiyecek bulmak için ya da bir tehlikeden kaçmak için yapılan hareketti. Yemek bulmak için yapıldığına göre aç karınla yapılıyordu, şimdiyse açken egzersiz pek önerilmez neden acaba, sonuçta tüm sistemimiz açken egzersiz yapmak üzerine kurulu! Yeterli egzersiz yapmamanın bir etkisi de kalp-damar sistemi ve kasları direkt olarak, diğer tüm organları da dolaylı olarak etkilemesidir.

Beslenmeye baktığımızda hem aldığımız besinlerin kalitesi ve içeriği hem de günlük öğün sayısının fazlalığı binlerce yıldır süren geleneğe uymamaktadır. Bu uyumsuzluğa da vücudumuz tepki göstermekte ve çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

Önceleri insanlar daha çok et, sebze, meyve ve balık ile beslenmiştir. 10.000 yıl önce tarım devriminin başlamasıyla tahıl ağırlıklı beslenilmiştir. Bunun sonucunda da insanların boyları ve yaşam sürelerinde belirgin azalmalar görülmüş, çocuk ölümleri, enfeksiyon hastalıkları ve çeşitli kronik hastalıklarda artışlar olmuştur.

Özellikle sanayii devriminden sonra işlenmiş, katkı maddesi içeren ve doğal olmayan ürünlerin kullanımında çok fazla artış olmuştur. Bununla birlikte asıl tüketilmesi gereken sebze, meyve, kabuklu yemiş, et ve balık daha az tüketilmeye başlanmıştır. Oysa vücudumuzda sürekli yıkım ve yapım süreçleri işlemektedir ve bu süre içinde vücudumuz vitamin ve mineral gibi yapıtaşlarına ihtiyaç duymaktadır. Herhangi bir eksiklikte de yapım aşaması olması gerektiği gibi olmamaktadır.

Öğün sıklığına bakacak olursak, o dönemlerde insanlar sadece günde bir ya da iki kez yemek yiyebiliyorlardı. Böylece sindirim sistemlerini günde bir ya da iki kez çalıştırıp geri kalan zamanlarda vücut enerjisinin ihtiyacı olan başka organlara gitmesi için fırsat yaratıyorlardı. Günümüzde ise günde 3 ana öğün 3 - 4 ara öğün normal kabul edilmektedir bu yüzden sindirim organları gün içerisinde çok fazla çalışmak zorunda kalmaktadır bu da diğer organların çalışması için gerekli olan enerjinin de sindirim organları tarafından harcanmasına sebep olmaktadır. Bu durum uzun süre devam ederse kişide organ yetmezliklerine kadar giden tablolar ortaya çıkmaktadır.

Tabi burda şunu da eklemeliyim hastalık tablosunun ortaya çıkması için burdaki faktörlerden çoğunun aynı anda varolması gereklidir. Bu yüzden yapılması gereken şey bu faktörlerin varlığını mümkün olan en az düzeye indirmeye çalışmaktır.

Hayatınızın kontrolünü elinize alın, hastalıkları hayatınızdan çıkarın.

 

 
Toplam blog
: 54
: 3369
Kayıt tarihi
: 15.09.07
 
 

Fizyoterapist & Osteopat & klinik pilates mat 1 eğitmeni & PNİ öğrencisi Bir sağlıkçı olarak Türk..