Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '07

 
Kategori
Anılar
 

Neden insanlarımız beyin göçü ile gidiyor?

Neden insanlarımız beyin göçü ile gidiyor?
 

Yıllar evvel Türkiye'nin ilk beşindeki bir firmanın argesinde proje asistanıyken projenin sonlarına doğru ODTU'lü bir ağabeyim bana "fırsatını bulduğun anda kendini yurt dışına at" demişti. "Varsın beyin göçü desinler..." O zamanlar neden böyle dediğini elbette anlamıştım. İnsanlar neden ülkeden dışarı gidiyorlar biliyor musunuz? ve üniversite okumaya gidenlerin çoğu neden geri dönüyor? Geri dönüyorlar çünkü türkiyedeki şartları bilmiyorlar. Gidiyorlar çünkü türkiyedeki şartları biliyorlar.

İşsizlikle ilgili en büyük sebeplerden biri, türkiyede beyaz yakalıların genelde 1 kişinin üç kişilik işi yapmasından kaynaklanması derler. Böyle olunca hayatınızın saatlerini size ait olması gerekenleri bile şirketinize adarsınız. Bu durumlarda fazla mesai parası alabildiğiniz firmaların veya fazla mesaiyi ileride tatil olarak size geri veren firmaların sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Birçoğu hele ki %100 türk sermayesine sahip bir işletmeyse kesinlikle suyunuzu çıkarır ve verdiği para da size anca yeter.

Yurt dışında olmak ise nasıl bir şeydir? Kendi açımdan feci. Bir kere ilkbaşta arkadaşınız yoktur. Edinmeniz zaman alır. Farklı kültürlerdeki insanların nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak sizin sorununuzdur çünkü kimse sizi buraya davet etmediğinden ve misafir perverlilikte ve yabancı hayranlığında bizim gibi olmadıklarından çabalar durursunuz. Ülkenin dilini öğrenmeniz zaman alır elbette. Ingilizce ile idare edersiniz ama bir yere kadar. Ülkenin dilinin öğrendiğinizde ise olay bitmiştir. Zaten kültürel olarak adamlardan kat kat ilerde olduğunuzdan yüzeysel sosyalleşme toplantılarında öne çıkmaya başlarsınız. Ama o aşamaya kadar istenmeyen adam olarak ülkedeki diğer istenmeyen adamlar ile aynı kefedesinizdir. İlginçtir biri size nereden olduğunuzu sorar. Türkiye dersiniz ve konuşma kesilir. Belki en yüksek üniversitedensinizdir ama bunu merak edemeyecek kadar kabadırlar. Annemle konuşurken anneme ben onlardan farklıyım demiştim. Annemde elbette farklısın ama senin farklılığı yaptığın işinde olmalı demişti. Siz türkiyedeki gibi çalışırsınız ortamda çok farklı olursunuz aniden. Karşılığında da buna uygun bir mebla alırsınız.

Dışarıda, Türkiyedeki gibi mesaileri ipe dizip şirketinizin başındaki aile baronları daha fabrikanın hangi arabayı bile ürettiğini bilmezken siz o adam parasını arttırsın diye canınızı çıkarmazsınız. Yıllık 120 saat fazla mesai yaptığınız zaman (ki türkiyede 4-5 ayda yaptığım süre bu) devlet daha fazla mesaide çalışmanıza izin vermez ve şirketi yetersiz adam çalıştırıyor diye yeni eleman alımına zorlar. Türkiyede işe ilk girdiğiniz yıl 1 hafta yıllık izin lütfederlerse verilirken burda beş hafta ile başlarsınız. Ama hâla canınız sıkılır. Hiçbirşey ne nevizadenin yerini tutar, ne ortaköyün, ne barbaros bulvarının.

Ayrıca dışarıda beyaz yakalı olarak bir işe başlamakta çok zordur. Birçok şey kontrol altında ve standartlara bağlı olduğundan işten atmak da veya birinin işten çıkması da kanunlar ile belirlenmiştir. Bu yüzden kılı kırk yararlar. Bu seferde allahın pakistanlısı, çinlisi, doğu bloğu avrupalısının verdiği ön yargıyı yenmek için uğraşırsınız. Üstüne vizeniz sözleşmeniz ile doğru orantılı verilir. İşiniz bittiği anda kara kara düşünürsünüz. Bazen bu da olmaz vizeniz yıllık yenilenecek şekilde sunulur.

Türkiye'de eleman işe aldığınızda da ne düzgün bir organizasyon şemanız vardır, ne de bunları derleyip toparlayacak yönetici kadronuz. Yöneticileriniz (allahtan ben bu konuda şanslıydım -şefler açısından- :)) gene bu kısır döngünün elemanları olduklarından ne görmüş olacaklar ki ne versinler? Her bir şefin başında bir müdür. Kaç müdür kaç şef belli değil. Yıllık aynı klasmanda araç üretimi türkiyedeki ekürisinin 5 katı olan firmada türkiyedekinin on katı mühendis çalışıyorsa ve bunları organize edebiliyorlarsa bu adamlar birçok şeyi oturtmuş demektir. Bu yüzden biz patent geliştiremeyiz, bu yüzden yüksek sınıf araç üretemeyiz, bu yüzden ihracatta kendi lisansımızla araç satamayız. Bu yüzden iş yapabilecek kalefi elemanı ülkede tutamayız. Amaan ne gam? Kalan sağlar bizimdir...

 
Toplam blog
: 5
: 561
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

5-6 yıl üniversitede okudum. Mühendis oldum. İlgi alanları geliştirdim. Mesela dinlemek. Çevremdekil..