Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '15

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

Neden Öğretmenim?

Neden Öğretmenim?
 

İlk gençlik yıllarımdan bu yana – ne iş yapacağım netleşmese de – hep yaptığım işte insanlara yararlı olmayı diledim. Gazetecilik mesleğimi seçerken ve yaparken de ün ve paradan çok haber ve bilgi verebilmeyi, insanların seslerini duyurmayı, sorunlarının çözümlenmesine aracı olabilmeyi hedefledim... Ülkemizde "Basın"ın bazı açılardan geldiği nokta, çıkmazlar, sorunlar, mesleğe uzak ya da yakın hemen herkesçe az çok biliniyor. Yine de Güllük'e yerleştiğim ilk seneden başlayarak, Milas Önder Gazetesi'nde; patrondan çok dost saydığım meslektaşlarla gazetecilik mesleğimi sürdürme olanağı bulduğum için hoşnutum.
 
Gelelim öğretmenliğe... Öğretmenlik öteden beri benim için, tinsel (manevi) doyumun en fazla olduğu, gıpta ettiğim, ayrıca kişiliğimle örtüştürdüğüm bir meslekti. Geçen yıl yoğun istek üzerine Milas Halk Eğitim Merkezi'ne başvurarak, bir süre yetişkinlere İngilizce kursu vermiştim. Bu deneyim, öğretmenlik mesleğini severek yaptığımı ve becerebildiğimi farketmemi sağladı. Geçen yaz sonunda gerekli belgelerle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, bu kez ilk ve orta öğrenim öğrencilerine İngilizce öğretmenliği yapmak için başvurdum. Tam da istediğim oldu; Güllük'te, yeni atanan kadrolu bir İngilizce öğretmeninin yanı sıra görevlendirildim. Okullar açıldığından beri ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıfların İngilizce dersine giriyorum. Başlangıçta öğrencileri tanımak, müfredatı, ders konularını, kaynakları incelemek için ciddi çaba ve zaman sarfettim. Bu uyum süreci en azından iki üç hafta sürdü benim açımdan. Hâlâ derse girmeden, neyi, hangi kaynaktan nasıl anlatacağım, hangi etkinlik ve alıştırmaları yapacağımız, ne ödev vereceğim konusunda ders çalışıyorum önce.
 
Aslında, eğitim sistemimizde önemli bir açığı kapayan ücretli öğretmenlerin işi pek çok açıdan daha zor. Ama, öğrencileri ve öğretmenliği sevmek, ilkeli, idealist bir tutumla çalışmak en büyük güç ve teselli kaynağımız. "Basın – Yayın ve Halklı İlişkiler" alanlarında yirmi yılı aşan bir deneyim sonrasında çok sevdiğim öğretmenlik mesleğini yapabilmemde; başta ilkokuldaki ilk öğretmenim Fatma Başak'ın, eğitim öğrenim yaşamım boyunca tanıdığım en iyi İngilizce öğretmeni (Diyarbakır Merkez Ortaokulu'ndaki öğretmenlerimden) Turgay Şengüler'in, 90'lı yılların başında çalıştığım şirkette yardımcılığını yaptığım (beni sürekli İngilizce okumaya, yazmaya, konuşmaya yönlendiren) rahmetli E. Havacı Korgeneral Sadi Kaban'ın, Çin Uluslararası Radyosu'nda çalıştığım dönemde Pekin'de yaşarken, dünyanın dört bir yanından gelen "uzmanlar" ile İngilizce iletişim kurmak zorunda kalmamın payı büyüktür... Dört yıllık üniversite diploması ve Ankara Üniversitesi TÖMER'den aldığım İngilizce "Yüksek 3 Kuru"nu başarıyla bitirdiğimi gösterir diploma işin prosedürünü halletmek için gerekli belgelerdi. Asıl gereken; sevgi, ilgi, bilgi, vicdanlı ve adil olmak, bildiklerini öğretmeyi istemek ve tabii sabır.
 
Öğretmenlik, benim iki "kutsal"ım ile de örtüşüyor. Hz. Ali'nin "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözü ve Mustafa Kemal Atatürk'ün "Başöğretmen" oluşu.... Eğitim ve öğretimin daha sağlıklı ve çağdaş koşullarda yapılacağı "24 Kasım"ları en yakın zamanda ve kalıcı biçimde kutlayabilmemiz dileğiyle...
 
 
Gülçin ERŞEN – 25 Kasım 2015 / Güllük
 
Toplam blog
: 134
: 869
Kayıt tarihi
: 06.07.11
 
 

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu (İletişim Fakültesi) Radyo ve Televizyon Bölümü mezun..