Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '09

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Neden susayamıyoruz?

Neden susayamıyoruz?
 

Sağlıklı bir hayat, dengeli beslenme ve zayıflama diyetlerinde suyun önemi artık kanıtlanmış bir gerçek. Her şeyin başı sudan geçiyor ve biz uzmanlar da zaten bunu sık sık dile getiriyoruz. Ama danışanların da bu önerilere karşı verdiği yanıt genellikle ''susuzluk hissi duymuyorum'' ''veya su içmekte çok zorlanıyorum'' oluyor.

İnsan vücudunun her türlü zorluğa dayanabilme gücü oldukça fazladır. Birey olarak temel ihtiyacını duyduğumuz iki temel duygu ise ''açlık'' ve ''susuzluk''. Bu iki uyaranı algılayıncaya kadar vücudumuz zorluklara dayanabilme gücünü kullanır ve biz ''yemek yiyinceye'' veya ''su içinceye'' kadar bütün fonksiyonlarını devam ettirir.

Çok bilinmeyen gerçek ise şu. ''Açlık'' ve ''susuzluk'' beynin enerji düzeyini aynı oranda düşürür. Ve benzer belirtilerle kendini gösterir. O yüzden bu iki duygu genellikle birbirleriyle karıştırılır. Vücut her iki duyguya da ''acıkmış'' yanıtını verir. Bu yüzden bu durum şişmanlığın gelişmesinin nedenlerinden biri haline gelir. Çünkü aslında duyulan ''susuzluk'' hissi, yemek yenilerek giderilmeye çalışılır.

Bireyler de ''açlık'' ve ''susuzluk'' duygularını sadece ''acıkmış'' olarak algıladığı için yemek yemeyi tercih ettiklerinde ancak yemek sonrasında susuzluk hissi duyarlar. Ancak yemek sonrasında su içerler. Ancak bu durumda vücudun su gereksinmesi karşılanmaz. Sadece geçici bir süre vücudun su yetersizliği giderilmiş olur.

Böylece susuzluk vücut için gittikçe artan bir sorun haline dönüşür. Bu duruma da dayanabilme gücü geliştiren vücut, susuzluk hissini yitirmeye başlar. Ve su içmek artık gün içinde unutulan ve gereksiz görünen bir durum haline gelir. Yani kısacası artık ‘susayamaz’ hale geliriz.

Ancak geri dönüşü mevcut. Yani ‘susayamamak’ vücuda yerleşen ve geri dönüşü olmayan bir sorun değil. Ancak bunu yapmanın tek yolu belli bir süre ihtiyacımız kadar su almaktır. Çünkü düzenli suyun tüketildiğini fark eden vücudumuz ‘susama’ duygusuna duyarlı yanıt vermeye başlar. ‘susuzluk’ duygusuna tepki verip ‘susamaya’ başlar. Hatta belli bir süre sonra ‘susuzluk’ hissine karşı keskin yanıtlar vermeye başlar. Ve bireyin ‘susuzluk’ hissini ‘açlık’ hissiyle karıştırmasını engeller.

Kısacası; su içemememizin nedeni bu kadar açıkken aslında bize çok basit bir görev düşüyor. Önerilen miktarda yani 10-14 su bardağı kadar su içmek. Böylelikle hem susama hissini pekiştirmiş, hem de ‘susama’ ve ‘açlık’ duygularını birbirine karıştırmamış olacağız.

 
Toplam blog
: 24
: 4810
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldum. Profesyonel anlamd..