Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '12

 
Kategori
Sinema
 

Neden ve nasıl? Çanakkale 1915

Neden ve nasıl? Çanakkale 1915
 

Çanakkale 1915 afişi


Dün uzun zamandır beklediğim Canakkale 1915 filmini izledim. Zaman zaman gözlerimi doldursa da filmin geneli benim için büyük hayalkırıklığı oldu. Takip ettigim kadarı ile izleyenlerin genel kanısı da filmin başarısız olduğu yönünde. Gelelim bunun sebeplerine...

 Bir kere birkaç sahnede aptal yerine konduğumuzu düşünüyorum.

 En çok göze batanı Koca Seyit'in hikayesi ki Turgut Özakman'ın kitapta anlattığı sekilde aktarılmış. Kendisi de açıklamalar kısmında bu olayın hurafeleştirildiğinden ve gerçeğin saptırıldığından gayet mantıklı bir şekilde bahsetmiş. Özetle biz bu hikayeyi böyle bilmezdik. Ama ne olursa olsun eğer bu şekilde gerçekleşmişse bunun filme dahil edilecek bir tarafı yok. Orada Koca Seyit'e yardım edebilecek en az altı kişi var ve bir Allahın kulu yardım edeyim demiyor.

 Bir diğeri top ateşinden korunmak için toprağa gömülmüş askerlerimizin topraktan çıkıp savaşa devam etmeleri. Ancak saçmalık bu sahnede askerlerin tamamen gömülmüş olmaları ki bu nefes almamaları demek olur. Turgut Özakman'ın 'Asker korunmak için topraga girdi, karıştı, toprak oldu sanki.' şeklinde bahsettiği şiirsel yorumunu birebir sinemaya uyarlamışlar ve sonuç inandırıcılıktan son derece uzak!!!

 Gelelim uzerinde çok çalışıldıgı iddia edilen görsel efektlere. Çok kötü... Tüm gemiler, uçaklar, toplar çizgi filmden çıkmış sanki. Hadi gemiler vs.artık yok, paramız da çok yoktu o yüzden bunları böyle geçiştirdik diyelim.  Savaş sahnelerinde askerlerimizin karıncalar gibi anormal hızlarda teperlerden akmasına ne demeli? Kurtuluş filminde gerçekçi savaş sahneleri çekilebildigine göre birkaç yüz ilave figüranla bu sahneler de gayet güzel kotarılabilirdi diye düşünüyorum. Gece çarpışmasında izli mermilerin görünüşü ise ayrı bir aykırılık. Hadi bunları da geçelim...

 Gece vakti siperlerin içindeki durum anlatılmaya çalışılıyor ve aynı zamanda top ateşi yuzunden siperlerin çevrelerinde oluşan duman ve ateş gösterilmek isteniyor. Ama topun düştüğü yerde gördüğümüz sadece öbek öbek dökülüp yakılan benzin ve bizden bunun top ateşinden kalan iz oldugunu kabul etmemiz isteniyor. Kabul edelim mi?

 Görsel efektleri geçiyorum, geliyorum askerlerin, komutanların kıyafetlerine ve dış görünüşlerindeki acayipliklere. Bir kere tüm askerlerin filmin başında terziden yeni çıkmış gıcır gıcır kıyafetlerle çekime başladıgını anlıyoruz. Ancak film ilerledikçe bilinçli olarak kıyafetlerin bazı bölgeleri yıpratılmış. Örneğin yaralanaların bazı bölgeleri  kırmızı yapılmış veya belli yerler çamur olmuş. Ancak elbisenin kalan kısımları hala yepyeni. Bu adamlar sanki orada yaşamıyorlar. Bir başka eleştirim ise oyuncuların yüzlerinde yağın, terin izlerinin olmaması, 15 dakika önceden banyodan çıkıp filme çıktıkları izlenimi alıyorsunuz. Bu askerler günlerce siperde ve sıcakta çarpışıyorlar, hiç mi terlemezler, yüzleri yağlanmaz. Gerçek bir savaşçı izlenimi vermek bu millete çok mu? Biraz özenle bu sorunların üzerinden gelinemez   miydi?

 Filmde yeterince bahsedilmemiş birkaç konuya da değinmek istiyorum.

 1. Liman Von Sanders'in savunma stratejisi yanlış gibi gösterilmiş. Halbuki ana kuvvetleri kıyıdan uzak tutarak zayiatı azaltmak istemesi son derece doğrudur ve Mustafa Kemal de bu görüştedir. Liman Von Sanders çıkartmanın Anadolu tarafında ağırlık vereceğini düşünmüştür ve bu görüşünde de hatalıdır. 

2. Bu savaşı anlatıyorsanız River Clyde gemisi ile yapılan amfibik harekattan da bahsetmelisiniz.

3. Bu savaştan bahsediyorsanız müttefik askerlerinin de içinde bulundugu zor durumdan kısaca da olsa bahsetmek lazım.

4. Bu savaştan bahsediyorsanız Mustafa Kemal'in 261. rakımlı tepedeki geri çekilen askerleri durdurup süngü taktırıp düşmanı durdurduğu anı da göstermelisiniz.

5. Müttefiklerin başarılı kaçış harekatından ve kış şartlarındaki zorluktan da bahsetmelisiniz.

6. 8,5 ay boyunca süren ve makineli tüfek ateşlerinin başat savunma gücü oldugu siper savaşları daha doğru anlatılmalı(bkz. Mel Gibson'ın oynadığı Gelibolu filmi)

 

Su ana kadar bu konuda bir Türk filmi cekilmemisti , iyisi ve kötüsü ile Çanakkale savaşı hakkında böyle bir film yapılması memnuniyet verici. Sayın Turgut Ozakman'ın değerli kitapları bundan sonraki çalışmalara da ışık tutacaktır. Eleştirilerin, vatansever bir izleyicinin geçmişteki kahramanlıkları en iyi şekilde izlemek isteği ile yapıldığının bilinmesini isterim.

 Millet olarak aşağıdaki soruları da derinden düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.

 18 Mart muharebesinde neden müttefik gemilerin topları bizim karadaki toplarımızdan daha uzun menzile sahipti?

Siper savaşında askerlerin kafalarını siperden çıkarmadan düşmanı izleyip vurmalarını sağlayan ayna mekanizmalı tüfekleri neden bizim askerlerimiz degil de müttefik askerleri icat etmişti?

Ve neden bizim yaptıgımız filmler teknik anlamda batıdaki örneklerine göre daha geride?

 

Son olarak kahramanlık ile kandırılmak arasındaki ince çizgiye değinmek istiyorum.

 Hatırlayalım, Osmanlı hükümeti 1914 yılında Alman Goeben ve Breslau gemilerini millileştirip denize saldı. Enver Paşa'nın (herhalde bir koyup üç almak hayali ile) Alman hükümeti ile yaptığı gizli anlaşma ile Karadeniz'de bu gemilerin Alman mürettebatı Rusya'ya saldırarak Osmanlı'nın savaşa girmesine neden olmuş ve başımıza savaş belasını sarmıştır. Canakkale savaşında vatanımızı korumaktaydık ancak altını cizmek gerekir ki Birinci Dünya Savaşında savaşı başlatan taraf biz olduk. Başarımızla övündüğümüz Çanakkale savaşında da düşmanı yendik ama 1918 Mondros mütarekesi ile yendiğimiz düşmanı İstanbul'a buyur ettik. Komutanlarımızın gözyaşları ile boğazdaki mayınlar defettigimiz donanma için temizlendi ve Muttefik donanması boğazdan geçti.

 Ne tesadüftür ki bugünlerde ülkemiz benzer bir durumla karşı karşıya. İktidardaki yöneticilerimiz bazı büyük devletlerin desteğini alarak sınır komşumuzun iç işlerine karışmaya pek meraklı. Umuyorum ki arka planda gizli anlaşmalar yoktur ve milletimiz başka bir kahramanlık örneği göstermek zorunda kalmaz.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 18
: 1354
Kayıt tarihi
: 17.04.08
 
 

1974 doğumluyum. Mühendislik eğitimi aldım ve özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. İlgi..