Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '16

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Neden yoga?

Neden yoga?
 

Yogayı diğer fiziksel aktivitelerden farklı kılan nedir? Zaman zaman bu soruyu kendi kendime sorarken buluyorum. Yogayı "dinamik stretching"den (esneme) ya da "pilates"ten ayıran nedir? Ya da başka bir fiziksel aktiviteden?  

Yoga, kelime anlamıyla birleşmek, birleştirmek demekti. Yoga beden, zihin ve ruh birliği ve bütünlüğü demekti. Beden, zihin ve ruhun bir arada olması, uyumlu olması demekti. Yoga derslerinde akış içindeyken beden, zihin ya da nefesten yani ruhtan birini kaybettiysek, "yoga" olmaktan çıkıyorduk. Yani "yoga" aslında fiziksel bir aktiviteden öte bir "durum"du.  

Yoga derslerinde öğretmenlerin en önem verdikleri şey beden ile nefesin aynı anda akabiliyor olmasıydı. Nefes alırken bir "asana"yı (duruş) nefes verirken diğer "asana"yı yapmaktı. Biraz daha açmamız gerekirse nefes aldığımız sürece bir "asana"yı yapmak ve nefes verdiğimiz sürece diğer "asana"ya geçmek ve nefesi verdiğimiz anda o "asana"nın nihai haline gelmekti. Tabii ki bedensel tüm aktivitelerde nefesin önemi yadırganamaz ancak yogada nefesin ayrı bir yeri vardı. Nefes, bizim ruhumuzdu. Dolayısıyla nefesteki en küçük bir tıkanıklık ruhumuzdan taviz vermemizi gerektiriyordu. Bunun içindir ki yoga derslerinin başında ya da sonunda genellikle "pranayama" (nefesi özgürleştirme) çalışmaları yapılırdı. Bağdaşta ya da dizlerin üzerinde omurgayı dik tutacak şekilde oturduktan sonra nefese odaklanarak nefes kapasitemizi geliştirmek ve zaman içinde "pranayamik nefes" adını verdiğimiz "yoga nefesine" ulaşabilmek. Yani akciğerler ve karnın birleşiminden oluşan bir soluma sistemi. Akciğerlerin tüm kapasite çalışması, diyaframın ve karnın da içinde olduğu derin ve uzun nefesler... Tüm bu nefes çalışmalarının sonunda, akciğer kapasitesini genişletip ders boyunca "asana"ları yaparken "pranayamik soluma" yapabilmek... İşte bu nefes tarzı ve ders boyunca nefese yani ruha verilen önem yogayı diğer fiziksel aktivitelerden ayırıyordu. 

Her bir "asana"yı yaparken ve bir "asana"dan diğer "asana"ya geçerken nefesimizi kullanmamız ile aslında bedene binen yükü azaltıyorduk. Nefes ile birlikte bedenimizin açılmasına ve kapanmasına izin veriyorduk ve nefesi kullanarak bedeni fiziksel olarak çok yormadan akışta kalıyorduk. Aslında kendi içimizde enerji üretiyorduk. Zihnimizi ise nefesi izlemeye yönlendiriyorduk. Zihin, nefes ile bedeni uyumlamaya çalışırken başka şeyler düşünemiyordu. Sadece ve sadece nefesi ve bedeni izliyordu ve bedenin nefes ile aynı anda hareket etmesini sağlamaya çalışıyordu. Dolayısıyla zihin, beden ve nefes ile meşgul oluyor ve ne geçmişe ne geleceğe gidiyordu. Sadece ve sadece "şu an"da kalıyordu. Ve işte yoganın farkı buydu. Nefes yani ruh, beden ve zihin bir ve bütün ve uyumluydu.  

Yoga derslerinin bir diğer farkı belli bir bölge üzerinde çalışmak ve dersin yarısına geldiğimizde o bölgeyi kullandığımız bir zirve duruşu ile dersi taçlandırmamızdı. Bir yoga dersinde kalça açıcı bir seri üzerine çalışabilir, bir başka derste ise ters duruşlara odaklanabilirdik. Bir başka dersin zirve duruşunu geriye eğilmelerden seçebilirdik.  

Son olarak, yogayı diğer aktivitelerden ayıran en önemli özellik derslerde zihinsel rahatlama üzerine de çalışılması. Derse başlamadan önce en az beş dakikalık bir meditasyon yapıp dikkatleri bedene ve nefese yönlendirmek ve gün içinde o ana kadar yaşanan tüm olumsuzlukları ve yorgunluğu üzerimizden atmak... Dersin sonunda uzun bir "savasana" (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) ile dersin fiziksel yorgunluğunu üzerimizden atmak...  

Tüm bunlar nereden aklıma geldi de bu yazıyı yazdım diye düşünüyorsanız eğer, bir grup dersinden önce öğrencilerden biriyle konuşuyorduk. Öğrenci, "ne kadar yorgun olursam olayım, derse ne kadar zor gelirsem geleyim ve derste ne kadar zor bir akış yapmış olursak olalım, dersin sonunda "savasana" ile dinlendikten ve tekrar uyandıktan sonra kendimi inanılmaz enerji dolu hissediyorum. Sanki ders boyunca bedenime enerji yükleniyor" dedi. Evet, gerçekten de öyleydi. Yogada nefeslerimizi derinleştirdiğimiz için kana daha fazla temiz oksijen karışıyor ve böylece enerjimiz yükseliyor ve dersin sonunda kendimizi daha sağlıklı, güçlü ve coşkulu hissedebiliyorduk. Bazı araştırmalara göre, yoga duruşları "kortizol" hormonunu dengeliyor ve bu sayede enerjik hissediyorduk. Diğer tüm fiziksel aktiviteler gibi yoga bedendeki "serotonin" ve "endorfin" hormonlarının yükselmesine yardımcı oluyor ve böylece de dersi gülümseyerek tamamlıyorduk. Gülümsemenin ve kahkahaların kendimizi ne kadar enerjik ve coşkulu hissettireceğinden bahsetmeme gerek yok sanırım. Yogayı diğer fiziksel aktivitelerden ayıran ne miydi? Dersin sonunda yorgunluktan eser kalmaması; aksine bir başka ders daha yapabilecek kadar enerji dolu hissetmek... Yoksa siz hala yoga denemediniz mi?  

 

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..