Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

CENGİZ ÇETİK Yazar Şair

http://blog.milliyet.com.tr/cengizcetik

12 Mart '08

 
Kategori
Deneme
 

Nedir aşkı aşk yapan?

Nedir aşk? Sevdiğinin tüm hatalarına kör olmak mıdır? Baktığın her yerde onu görmek midir? Yoksa bir an yüreğinle; düş görmek, hayal dünyasına kendini bırakmak mıdır aşk? Alışkanlık, tiryakilik midir aşk, her gün içinde hissettiren? Özlemek, hasret duymak, acı çekmek midir aşk, hayata bakış açısını bir anda değiştiren?

Aşk; aşkı yaşayanlar için; her şey, yaşamayanlar için; hiçbir şey midir? Aşksız bir yaşam; ölü, tatsız, kuru bir yaşam mıdır?

Aşk, farkındalığın farkına varmak mıdır? Yoksa farkındalığın içinde kaybolmak mıdır?

Aşk; bir ağaç gibi yaşamak mıdır? Ya da bir ormancı, inşaatçı, çaycı veya bir çocuğun bakışı gibi, bakmak mıdır aşk? Belki de hepsini içinde yaşatmaktır, gerçek aşk.

Aşk, bir ağaç gibi yaşamaktır. Çeşit çeşit ağaçlar gibi, aşklarda çeşit çeşit doğar. Kiminin, kavak ağacı gibidir aşkı; mevsimden mevsime yaşar. Bahar gelince açılan yapraklar gibi açılır, güz gelince, sararıp dökülen yapraklar gibi söner aşkı. Kiminin aşkı, çam ağacı gibidir; hiç bitmez, hergün yeniler aşk yapraklarını. Yeşildir her mevsim, içindeki aşk gibi. Kiminin aşkı ise bir çınar gibidir. Bir ömür boyu sürer gider, içindeki aşk rüzgârı.

Nazik, hassas olur, aşk dalları. Kırıldımı gövdesinden bir dal, içinden bir parça kopar gider, gözyaşları arasında. Eğildi mi gövdesi, direnç gösterir doğrulmak için yaşama. Bazen de küser hayata; yıkılır bir anda tüm duyguları, çıkarır köklerini dışarıya yok olmayı göze alarak.

Aşka nasıl bakarsan öyle şekillenir; gözlerinde, ellerinde, beyninde ve yüreğinde. Onu, nasıl canlandırırsan, öyle yaşarsın hayatın her karesi içinde.

Çay tiryakisinin aşkı da başkadır. Bir şeker, bir sıcak su, bir çay değildir; onu çeken. Kaynayan suda demlenmiş çayın; bardaktan yudum yudum içilirken, damakta bıraktığı tattır; onu mest eden.

Bu örnekleri o kadar çoğaltabiliriz ki; okyanusun içindeki güzellikleri, tek tek sayarak bitmesini beklemek gibi, sonu gelmez çeşitleri. Her bir güzelliğin içinde kaybolur gider, farklı bir aşk. Bazen yansımaların, serapların aldatıcılığına kapılır; unuturuz birden gerçeğin ne olduğunu. Uyandığımızda ise, çoğu zaman acı çekeriz yüreğimizin en derininde.

Aşk, aşka nasıl bakarsan, öyledir yüreğinde. Bazen, rüzgârın savurduğu kuru bir dalın, gittiği yerdeki, hırçınlığında gizlidir aşk. Bazense, duru bir dere üzerinde yüzen dalın, durgunluğunda gizlidir aşk. Yaşanır gider, yaşanan yürekte yine de aşk.

Gökkuşağının kırmızısında, mavisinde, sarısında bulur, bazen aşkı. Bazense tüm renklerin büyüleyici, renk kuşağında yakalar aşkı. Aşk öyle bir duygudur ki; her tarifin içine sığar, her sorunun, her yanıtın içine girer. Anlatılamaz çoğu kere aşk; sadece yaşarsın o anı; her hücrenin titreşimini, elektriğini bedeninde hissederek.

Bir bakıştır bazen, başlangıca konan. Bir sözdür bazen, ilk adımı attıran. Bir harekettir bazen, sinyali veren. Bir titreşimdir bazen, yüreğinde hissettiren. Bir dokunmadır bazen bedeninde, elektriklenmeyle kendini fark ettiren. Ama hepsinden önemlisi; hepsini içinde yaşatabilmektir; aşkı aşk yapan. Bir bakış, bir söz, bir hareket, bir titreşim veya beyinde hissedilenlerin bütünüdür, belki de gerçek olan aşk.

Aşk, yeri geldiğinde acı çekmek, gözyaşı dökmektir. Yeri geldiğinde, mutluluktan göklere uçmaktır. Aşk; bir elmanın yarısı olmak değil; o iki yarımla bütünleşmektir belki de.

Ne olursa olsun aşk, güzeldir her şeye rağmen; saflığıyla, temizliğiyle yüreğinde hissedenler için.

Aşk, yine de güzeldir; aşkı, aşk yapan yüreğiyle sevmesini bilenler için. Yine de güzeldir aşk, aşkla bakmasını bilenler için.

Adı ne olursa olsun; içinde yaşattığın güzel duyguyu, sevgiyle besle ki; o, günü geldiğinde ödüllendirsin; sevgisiyle, aşkıyla seni…

Cengiz ÇETİK. 23.12.2007-Finike…

 
Toplam blog
: 119
: 455
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

2017 Aralık ayında ilk romanım "POKENTRANLI GÖKMEN" okuyucusuyla buluşmuştur. Deneme- şiirler- öy..